Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu sözcülerinden Albay Joe Scrocca, telefonla bağlandığı Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) Suriye’nin Tabka Barajı ve ilçesine yönelik PYD/PKK’nın öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından başlatılan operasyonla ilgili değerlendirmeler yaptı.

Scrocca, 21 Mart’ı 22 Mart'a bağlayan gece, SDG ve Suriye Arap Koalisyonu'nun Tabka Barajı, Tabka ilçesi ve ilçenin yakınlarında bulunan hava üssünü ele geçirmek için çok boyutlu bir operasyon başlattığını açıkladı.

Koalisyonun da hava desteğinin yanında farklı şekillerde destek verdiği operasyonun IŞİD'i "şaşırttığını" ifade eden Albat Scrocca şehrin, barajın ve hava üssünün birkaç hafta içinde alınmasını beklediklerini aktardı. Tabka Barajı'nın, Rakka’nın çevrelenmesi bakımından önemli bir nokta olduğunu ifade eden Ablay Scrocca, barajın alınmasıyla IŞİD'in Fırat'ın batısıyla olan bağlantısının tamamen kesileceğini dile getirdi.

Albay Scrocca, "Tabka Barajı, IŞİD tarafından üst düzey esirlerin tutulduğu bir yer ve IŞİD liderleri için bir eğitim merkezi olarak kullanılıyordu. Tabka ilçesi ise birçok yabancı savaşçı eğitim kampına ev sahipliği yapıyordu" dedi.

Koalisyondan yoğun destek

ABD öncülüğündeki koalisyonun SDG ve Suriye Arap Koalisyonu mensuplarını Tabka ilçesinin güneyine indirmek üzere hava indirme desteği verdiğini açıklayan Sözcü, koalisyonun nokta atış hava saldırılarının yanı sıra yakın hava taarruz desteği vermek üzere bölgeye Apache tipi taarruz helikopterini sevk ettiğini bildirdi. Ayrıca yakın zamanda Rakka operasyonu için Suriye’ye gönderilen Deniz Piyadeleri Topçu Birliği'nin de top atışı desteği verdiğini aktardı.

Albay Scrocca ayrıca, ABD özel kuvvetlerinin de operasyon kapsamında SDG’ye taktiksel destek verdiğini kaydetti; ancak kaç Amerikan askerinin cephede olduğu sorularını yanıtsız bıraktı.

Son 4 ayda Tabka civarında 300’den fazla hava saldırısı düzenlediklerini ifade eden Sözcü, operasyona katılanların yüzde 70-80 civarında Suriye Arap Koalisyonu mensupları olduğunu, geri kalanların ise PYD/PKK’nın başını çektiği SDG mensupları olduğunu söyledi. Scrocca, "Suriye Arap Koalisyonu ve SDG ile ilk kez hava taarruz ve hava indirme kabiliyetimizi kullanıyoruz. Bunun son olup olmayacağını bilmiyorum" diye konuştu.

Sözcü, söz konusu koalisyon unsurlarının kullanılmasının Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu komutanı tarafından verilen bir karar olduğunu ve komutanın böyle bir destek vermek konusunda karar alma yetkisinin bulunduğunu ifade etti.

PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’ye verilen destek Türkiye’nin tepkisine sebep oluyor. Önceki ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle Türkiye arasında IŞİD'le mücadelede YPG'ye verilen destek sık sık karşılıklı sert açıklamalarla ilerledi.

ABD bu desteği Ekim 2015'ten itibaren yeni bir yapı oluşturarak devam ettirmeye başladı. Bu tarihte sınırlı sayıda Arap, Süryani ve Türkmen gücü de YPG’ye katarak Suriye Demokratik Güçleri’ni kurdu. SDG'nin omurgasını ve komutasını yine YPG oluşturuyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te PYD'nin silahlı kanadı YPG'yi de terör örgütü olarak görmediğini ilân etmişti.

Donald Trump yönetimi de bu konuda Obama dönemiyle aynı tutumu sürdürüyor.

Rakka’nın batısında sivillerin vurulması

ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı uluslararası koalisyona bağlı savaş uçaklarının Rakka’nın batısında yüzlerce sığınmacının yaşadığı bir okul binasını hava saldırılarıyla enkaza çevirdiği ve onlarca sivilin hayatını kaybetmesine neden olduğu yönündeki haberlerin sorulması üzerine ise Scrocco, "Koalisyon Rakka yakınlarında, o civarda birçok hava saldırısı düzenledi. Koalisyon, sivil kayıplarla ilgili iddiaları araştırıyor" dedi.

IŞİD'in okul, cami ve hastaneleri silah deposu olarak kullandığını savunan Sözcü, koalisyonun bu tür yerlere saldırı düzenlerken "sivil kayıplarını önlemek için çok hassas ve nokta atış tekniklerini kullandığını" öne sürdü.

Anadolu Ajansı'na göre Pazartesi gecesi gerçekleşen saldırı, Rakka’nın 30 kilometre batısında Fırat Nehri kıyısındaki Mansura beldesine düzenlenmişti. Yerel kaynaklar saldırıda Hama, Humus ve Rakka’dan göç eden 50 civarında ailenin kaldığı bir okulun hedef alındığını kaydederek, binanın enkaza döndüğünü, tümü kadın ve çocuklardan oluşan yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğinden endişe ettiklerini açıklamıştı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinin batısında yer alan Mansura köyünde sığınmacıların yaşadığı bir okul binasına yönelik hava saldırısı düzenlendiğini duyurmuş, saldırıda en az 33 kişinin hayatını kaybettiğini belirtmişti. Gözlemevi, hava saldırısının ABD’nin öncülüğündeki koalisyon tarafından gerçekleştirildiğine inanıldığını ifade etmişti. Reuters’e konuşan Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, kendilerine bilgi veren aktivistlerin en az 33 cenaze saydığını belirtmiş, hava saldırısının Pazartesi gecesi gerçekleştiğini ifade etmişti.

Kaynak: AA, Reuters