ABD’de Medya Ne Kadar Özgür?
G20 zirvesine katılan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir saat görüşüp, yüzüne söylemediğini arkasından medyaya söyleyen “topal ördek” şöyle demiş: “Türkiye’de basın özgürlüğü rahatsız edici bir noktaya sürükleniyor.”
Kendisine bu sözler sorulunca Erdoğan’dan şu cevabı aldı Obama:
“Daha geçenlerde Obama’yı Faceebook üzerinden tehdit eden biri tutuklandı, tutuklu yargılanıyor. Merkel’e Almanya’da biri benzer bir şey yaptı, ceza aldı. ABD yasaları başkana tehdidi 5 yıla kadar hapisle, yüklü tazminatla cezalandırıyor. Hakaret veya tehdidi cezalandırma örnekleri Almanya, Fransa, Hollanda da var. Hakaret ve tehdit, basın özgürlüğü ya da eleştiri diye değerlendirilemez. Obama, görüşmemizde bunu gündeme getirmiş olsaydı, bu örnekleri önüne koyar, bunları ona da söylerdim.”
Peki Obama’nın ülkesinde durum nasıl? Özgürlükler terörle sınandığında ABD’de durum ne? IŞİD’in, El Kaide’nin medyası var mı ABD’de? Amerikan devletine, silahlı kuvvetlerine, vatandaşlarına yönelik terör saldırıları 7/24 özgürce savunan bir medyası var mı ABD’nin? Bir bakalım.
Beyaz Saray’ın en kıdemli muhabiri olarak bilinen 89 yaşındaki Helen Thomas 2010’da İsrail’in Mavi Marmara gemisine yaptığı hukuksuz baskını eleştirdiği için 61 yıllık görevinden uzaklaştırıldı.
2012’de haber ajansı AP’nin telefonlarının ABD Adalet Bakanlığınca iki yıl dinlendiği ortaya çıktı.
2014’de Washington Post’un eski yayın yönetmeni Leonard Downie Jr. Obama yönetiminin Nixon’dan beri basına en fazla baskı uygulayan, en saldırgan yönetim olduğunu ifade etti.
2015’te siyahi F.Gray’in sorguda ölmesiyle başlayan Baltimore protestolarında ABD polisi 5 gazeteciyi yaraladı ve ekipmanlarını kırdı. Onlarcası gözaltına alındı.
Ferguson olayları sırasında AA muhabiri Bilgin Şaşmaz, Amerikan polisince darp edildi, gözaltına alındı. Ne konsoloslar, ne Obama, ne Türkiye’deki “basın baskı altında” diyen gazeteci esnafı ses çıkardı.
ABD’ye ait gizli belgeleri WikiLeaks adlı sitesinde yayınlayan Julian Assange 2012 beri Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nde hapis. Dışarıya adımını attığı anda yakalanıp ABD’ye teslim edilecek.
ABD devletine ait istihbarat bilgilerini sızdıran Edward Snowden’la işbirliği yapan ve sızdırılan belgeleri yayınlayan Guardıan gazetesi hükümetten “kapatılma” tehdidi aldı. Bunun üzerine gazetenin editörleri belgelerin olduğu hardiskleri matkaplarla, elektrikli testerelerle parçaladı. Snowden Rusya’ya sığındı.
Amerikan Dışişleri 2001’de Amerika’nın Sesi Radyosu’nun Taliban lideriyle yaptığı röportajın yayınını engellemeye çalıştı. El Cezire’nin sesini kıssın diye Katar’a baskı yaptı. Başkan danışmanı Codoleeza Rice medya yöneticilerine El Kaide’nin gönderdiği kasetleri sansürleyin diye baskı yaptı.
2003’te ABD Irak’a kontrol ettiği medyada üretilen asılsız haberlere dayanarak girdi. İnsan haklarına ve özgürlüklere bakışı Ebu Gureyb cezaevinde ve Guantanamo’da perçinlendi. Gerçeklerin ortaya çıkmasını önlemek içinse medyayı hedef aldı. Irak Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre işgal boyunca Irak’ta 347’den fazla gazeteci öldürüldü.
Amerikan Basın Birliği Latin Amerika’da 14 gazetecinin öldürülmesinden ABD’yi sorumlu tutuyor.
2006’da Amerika mahreçli Medya ve Demokrasi Vakfı, Beyaz Saray’ın yerel ve ulusal medyaya “adrese teslim hazır haberler” gönderdiğini ortaya çıkardı.
State of War kitabının yazarı New York Times muhabiri James Risen’ın telefonu ve e-posta adresleri Adalet Bakanlığınca takip edildi, haber kaynağını açıklamayı reddettiği için hapis cezası aldı.
New York Times muhabiri Judith Miller da haber kaynağını açıklamadığı için 18 ay hapis cezası aldı, 12. haftada muhbirin adını açıklayarak serbest kalabildi.
Ne dersiniz, Obama’nın ülkesi neyin şampiyonu?
Star