ABD - Rusya Gerginliği
ABD ile Rusya aslında Suriye’deki direniş karşısında ortak tavır sergiledi. Fakat ABD oyunda “beyaz adam” rolü oynamaya çalıştı. O yüzden zaman zaman Baas rejimine karşı çıkışları oldu. Bir yandan da BM vasıtasıyla yürütülen sözde “barış (!)” çalışmalarını destekliyormuş görüntüsü verdi.
Son günlerde iki ülke arasında ciddi bir diplomatik gerginlik ortaya çıktığı gözlemleniyor. Yaşanan bu gerginlik dünyada yeniden etkin bir soğuk savaş dönemine mi giriliyor sorusunu akla getiriyor.
ABD, önce Rusya’nın ülkesindeki başkanlık seçimlerine müdahalede bulunduğu ve kendi istediği kişinin seçilmesine yardımcı olduğu suçlamasında bulundu. Bu aslında sadece Rusya’ya değil başkanlığı kazanan Trump’a ve onun ekibine yöneltilen bir suçlamadır. Çünkü bu yolla onun seçilmesinin dürüstçe olmadığı, başkanlık makamını almasında dış güçlerin müdahalesinin de payı olduğu iddia edilmiş olur. Yani seçim ve yeni başkanın seçilmesi şaibeli hale getirilmiş olur.
Böyle bir iddia bir yandan da ABD - Rusya gerginliğinin Obama dönemine münhasır olduğuna, Rusya’nın desteğiyle başkanlık koltuğunu alan kişinin makamına geçmesinden sonra ilişkilerin düzene gireceğine, işlerin rayına oturacağına işaret eder. Böyle bir ittifak ise küresel emperyalizme mahkûm edilen ülkelerin halkları ve özellikle de Müslüman halklar açısından tehlikeli bir ittifaktır.
Başlangıçta seçimlere müdahale suçlamasında bulunan ABD daha sonra Rusya’daki ABD diplomatlarının taciz gördüğü iddiasından hareketle 35 Rus diplomattan ülkeyi terk etmesini istedi. Rusya’nın buna misliyle mukabele etmesi ihtimali var. Ama böyle bir mukabele yapılsa bile Trump’ın iş başına gelmesinden sonra yeniden ilişkilerin normalleştirilmesi mümkün olabilir. O yüzden şu anki gerginliğin devamının nasıl geleceği, Rusya ile ABD’nin gelecekteki ilişkilerini nasıl etkileyeceği konusunda güçlü bir tahminde bulunmak zor. Bu gerginliğin devam etmemesi ihtimali daha güçlü. Rusya’nın açıklamaları da bu yönde kanaat uyandırıyor. Yani oluşturulan gerginlik havasının Obama’nın çekilirken ortaya çıkardığı problemlerden ibaret ve onun son çırpınışları olduğuna dikkat çekiliyor. Bu da Trump döneminde sorunun bitmesi, ilişkilerin normale dönüşmesi, hatta Suriye konusunda ortak bir siyaset geliştirilmesi beklentisi içinde olduğuna işaret ediyor.
Fakat ABD içinde Rusya’yla bağlantılı olarak gündeme getirilen iddialar bu ülkedeki derin devletin yeni dönemle ilgili ciddi kuşkularının olduğunu, yani ABD’nin kendi içinde sıkıntılı olduğunu, bunu şimdilik dış ilişkilere yansıttığını, sonrasında iç ilişkileri etkileyeceğini gösteriyor.
Ortaya çıkan problemlerin sadece Obama’nın senaryoları olduğunu ve onun sahayı terk etmesiyle birlikte her şeyin biteceğini düşünmek isabetli olmayabilir. Çünkü Obama’nın siyasetinin de çizgisini belirleyen bir derin güç var. İşte bu derin güç yeni dönemde ülkenin siyasi ve diplomatik çizgisine hükmetmekte zorluk çekebileceğini düşünüyor. O yüzden işine yarayacağını düşündüğü problemleri şimdiden hazırlıyor.
Problemlerin Obama’nın çekilmesi tarihine kadar biraz daha büyümesi ihtimali var. Yeni başkan da koltuğuna oturur oturmaz bütün problemleri bir anda çözebilecek, her şeyi anında değiştirecek ve kendi sultasını kurabilecek durumda değildir. Derin güçleri tamamen gözardı edemez. Fakat anlaşıldığı kadarıyla o bir süre sonra kendi derin güçlerini oluşturmak için hazırlık yapıyordu. Mevcut kadro da bunun farkında olduğu için kendilerinin gidişata daha fazla müdahale etmelerine imkan sağlayacak kapıları açmak için ataklarda bulunuyor.
Bakalım yeni dönem ABD’ye ne getirecek? Arzumuz ve temennimiz küresel emperyalizmin dünya halklarını biraz rahat bırakmalarına vesile olacak ve kendilerine özel meşguliyetlerle uğraşmak zorunda kalması.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT