Durakta bekleyen yolcular Beethoven, Vİvaldi ve Mozart gibi ustaların eserlerini dinliyor.

Öte yandan sosyal medyada müziğin çok sesli olduğuna dair eleştiriler var. Ayrıca evsizlerin metro istasyonlarından gitmesi için eklenen fazladan ışıklar da tepki çekti. 

Los Angeles Metrosu yetkilileriyse klasik müziğin, kolluk kuvvetleriyle birlikte ocakta başlatılan pilot programın bir parçası olduğunu bildirdi. Program kapsamında klasik müzik ve fazladan ışığın yanı sıra istasyonlarda güvenlik kamerası ve polis memuru sayısında artışa gidildiği kaydedildi.

Yetkililer "İstasyonumuzda kısa sürelerin rahatça geçirilmesini, ancak buranın saatlerce durmaya elverişli olmamasını istedik" dedi.

Los Angeles Metrosu sözcüsü Dave Sotero müziğin çok sesli olmadığını savundu. Sotero, sesin istasyonda 72 desibele ulaştığını ve dışarıda yürürken duyulan gürültüden daha sessiz olduğunu iddia etti. Dışarıda yürürken duyulan ses 80 desibele ulaşıyor. 

Durağa giden Los Angeles Times gazetesiyse müziğin genellikle 83 desibelde çaldığını ve yer yer 90 desibele ulaştığını belirledi. 

Geçmişteki müzik işkencelerini hatırlattı

New York Post ise ABD Ordusu'nun uyguladığı müzik işkencelerini hatırlattı.

Panama diktatörü Manuel Noriega, ABD Başkanı George Bush'un 1989'da ülkeyi işgal etmesinin ardından Vatikan'ın ülkedeki büyükelçiliğine sığınmıştı. ABD askerleri, Noriega teslim olmayınca büyükelçiliğin dışına devasa hoparlörler yerleştirmiş ve rock şarkıları açmıştı. 

ABD ordusu, Guantanamo Hapishanesi'ndeki Iraklı tutuklulara da Metallica'nın Enter Sandman adlı parçasını dinletmişti.