1. YAZARLAR

  2. KENAN ALPAY

  3. ABD-AB ve İsrail’i Aratmayan Liberal ve Sosyalistler
KENAN ALPAY

KENAN ALPAY

Yazarın Tüm Yazıları >

ABD-AB ve İsrail’i Aratmayan Liberal ve Sosyalistler

08 Temmuz 2013 Pazartesi 13:25A+A-

Zamana ve gelişmelere meydan okuyan öyle kesin ve keskin siyasi hükümler var ki her biri için “en gerçekçi analiz, en sıhhatli tespit” muamelesi yapılır. Bu siyasi hükümlerin bütün testlerden başarıyla geçtiği ve hemen herkesin bu siyasal konseptlere göre hiza alması gerektiği iddia edilir.

Liberal felsefeye bağlı aktör ve kurumların hemen her zaman ve de mecburen darbe gibi zorbalıkların en üst düzeyde seyrettiği gelişmelere karşı pazarlıksız ve ilkesel olarak karşı çıkacağı bu hükümlerden biridir. Yine benzer bir hüküm sosyalist siyaset için de ısrarla beyan edilir: Her nerede olursa olsun sosyalistler halkın kararına saygı duyarlar ve halka karşı girişilecek küresel veya yerel saldırılara hiçbir biçimde meşruiyet tanımazlar. Çünkü kötülüklerin kaynağı emperyal siyasetlerin temsilcisi bazı devletlerken iyiliklerin ve adalet adına sergilenen mücadelelerin asli unsuru her zaman için liberaller ve sosyalistlerdir.

Peki, gerçekten öyle midir, gerçekler böyle midir?

Gezi’den Tahrir’e Canavarlaşan Ruh

Siyasi hüküm diyoruz ama bunlar en iyi ihtimalle siyasal propagandalar hatta ajitatif sloganlardır. Çok büyük oranda psikolojik savaş taktiği olarak ısrarla piyasaya bol miktarda boca edilir. Lenin’in “propaganda tekrardan ibarettir” sözü gereği bu sloganların gerçeklik değeri tartışma dışı bırakılır.

Liberal ve sosyalist çevrelerin Gezi Parkı’nda Kemalist unsurlarla birlikte seçilmiş Hükümete karşı nasıl da askeri bir strateji yürüttüğünü şöyle bir hatırlayalım. Sosyalistlerin zaten epey zamandır Kemalist darbe girişimlerine eklemlendiğini biliyorduk da liberal çevrelerin bu süreçte ciddi ciddi darbe hevesine kapılacak kadar aklen ve ahlaken sefilleşebileceğini çoğu kimse tahmin etmiyordu. Ya da tahmin ediyordu da yakıştıramıyordu.

AK Parti iktidarı döneminde Ece Temelkuran, Nuray Mert, Nihat Genç gibi isimlerle başlayan Kemalistleşme-ulusalcılaşma trendi Gezi Parkı direnişiyle birlikte Cengiz Çandar, Murat Belge, Şahin Alpay gibi isimlere kadar uzanmış oldu. Sadece kullanılan literatür değil Hükümete karşı geliştirilen strateji de çoktan İP-Aydınlık çizgisine yanaşmıştı bile.

Ergenekon’un akıl hocalarından Yalçın Küçük’ün bıraktığı boşluğu doldurmak maksadıyla olsa gerek Şahin Alpay veMurat Belge erken seçim filan değil acilen “Başbakan’a iş görmez raporu” alınması yolunda söylemler üretiyordu. “Taksim Düştü” söylemi sadece ihtilalci karakteri tescilli Aydınlık, BirGün ve Sol’un değil güya darbe karşıtı ve liberal Taraf ve Cengiz Çandar’ın da analizlerinin eksenini oluşturuyordu. Bu evrim süreciyle birlikte liberallerin önce sosyalist sonra da ulusalcı reflekslere sarılıp siyasetin rotasını sokaktan tırmandırılan şiddeti geniş toplum kesimlerine ve Hükümete karşı bir şantaj unsuru kıldılar. Eski huylar depreşmeye, makyajlar dökülmeye yüz tuttu Gezi Ruhu vesilesiyle.

Emperyalizme Ne Hacet, İşbirlikçileri Var Ya!

Gezi Parkı vesilesiyle sokağa hâkim kılınan şiddeti güçlü bir siyasi-toplumsal şantaj unsuru olarak öne çıkartıp yücelten hatta dokunulmaz kılmak isteyenler sadece Kemalistler değildi. Sol-sosyalist unsurlar kadar liberaller de Hükümetin Kemalist-laik yaşam tarzını zayıflatacak hiçbir hamle yapmaması, toplumun İslami hassasiyetlerini hiçbir biçimde kamusal alana taşımaması hususunda devlet sınıflarıyla aynı kaygılar etrafında kenetlenmiş ve hücuma geçmişti.

Gezi Parkı’ndaki ağaçlar, kürtaj ve alkol üzerinden laik yaşam tarzına saldıranların Erdoğan’ı “diktatör-despot” olarak tanımlamaları için ikinci fırsat bu kez Mısır’da gerçekleştirilen askeri darbe üzerinden tecelli ediyordu. Kamuoyunda Mısır’da Mursi’yi deviren askeri darbeyi AB ve ABD’nin kına(ya)madığı, İsrail kadar Suudi Arabistan, Suriye veBahreyn’in de askeri darbeyi alkışladığı gibi değerlendirmeler öne çıktı.

Ancak gözden kaçırılmaması gereken mevzulardan biri de Türkiye’deki darbeseverlerin Mısır’da da en çirkin halleriyle karşımıza çıktığıydı. Sözcü ve Aydınlık gibi süzme Ergenekonculara taş çıkartan BirGün, Sol ve Yurt’un hemen yanında en net olarak Taraf’ı ve bazı liberal aydınları da görüyorduk.

Mesela bu çerçevede Zaman yazarı Şahin Alpay “Yeni Mübarek-Yeni Firavun” söylemleri arasında demokrasinin seçimden ibaret olmadığı yönünde dersler veriyordu hepimize. Mursi yönetimi Milli İrade adına “halka kendi din anlayışı dayatmış” ve darbeye zemin hazırlamıştı. Şahin Alpay “kendi düşen ağlamaz” diyordu.

Radikal yazarı Cengiz Çandar ise her ne kadar “Türkiye’nin Mısır’dan ciddi farklarını göz önüne almalı, ‘paralellik’ aramamalıyız” diyorsa da Mısır’daki askeri darbenin gerekçesini “…‘laik diktatörlük’ yerini ‘İslamcı otoriterlik’ ile değiştirince, 2011’de harekete geçen ‘devrimci dinamik’…” olarak izah etmeyi tercih ediyordu.  Üstelik de “Sokaklardaki 30 milyon Mısırlı ‘darbe taraftarı’ olamaz herhalde?” ironisi eşliğinde.

Sadece siyaseti değil toplumu da kendilerine karşı borçlu gören, siyaset ve toplumu bu sanal borç ile ipotek altında tutan liberal ve sosyalist çevrelerin vesayetini kökten ve acilen reddetmeliyiz. Çünkü Türkiye’deki sosyalist ve liberallerin Mısır’daki liberal Baradey’den ve onun çağrısıyla Hükümete darbe yapan General Sisi’den daha tutarlı, daha ahlaklı ve hukuka daha çok bağlı olduğunu zannetmek aklını peynir ekmekle yemek olur.

Aydınlanma ve ilerleme adına, Batılı ve seküler kimliği temsil etme adına sergilenen tepeden bakış, kibir ve özellikle Müslüman halkları terbiye etmeye kalkışan müstağni edan devam ediyor. Milyonlarca insanla birlikte askeri darbeye karşı direndiği için Muhammet Mursi ve İhvan-ı Müslimin’e teşekkür etmesi ve ders alması gerekenler kalkıp da en edepsiz ve en çirkin edalarla onlardan hesap sormaya ve oh çekmeye kalkışıyorlar.

Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım: Askeri cuntaya karşı çıkıp Mursi’yi destekleyen Erdoğan Hükümetine demokrasi dersi veriyorlar. Liberal ve sosyalist cepheden “aklını başına al seni de bekleyen akıbet budur” gibi bildik şantajlara sarılanlar “Aydın Despotizmi”nin en lanetli temsilcileridir.

 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum