David Cronin’iın electronicintifada’da yayınlanan yazısı Haksöz-Haber tarafından tercüme edilmiştir.

Avrupa Yatırım Bankası, böylesine büyük ölçekli bir mali desteği onaylayarak “Soykırım Sözleşmesini” ihlal etmekle suçlanıyor. Uluslararası hukukun temel taşlarından biri olan bu sözleşme, insanlığa karşı işlenen suçların önlenmesi ve cezalandırılması konusunda hükümetlere ve kamu makamlarına sorumluluk yüklemektedir.

Resmi bir Avrupa Birliği Kurumu ve önemli bir uluslararası kredi kuruluşu olarak AYB'nin yükümlülüklerinden kaçmasına izin verilmemelidir. Ancak Lüksemburg merkezli banka şu ana kadar İsrail'e verdiği ekonomik destek konusunda çok az incelemeyle karşılaşmıştır.

AYB ile temasa geçerek, “Uluslararası Adalet Divanı'nın geçen yıl Güney Afrika tarafından açılan ve İsrail'in Gazze'de nasıl soykırım yaptığını belgeleyen davayı makul ilan ettiğinin farkında olup olmadığını” sordum.

AYB sözcüsü bu soruya cevap vermek yerine, kredilerinin “yetersiz hizmet alan azınlıkların iş yatırımları, su arıtma tesisleri, Tel Aviv'de hafif raylı sistem ve grip aşısı geliştirilmesini” içeren projelere yönelik olduğunu belirtti.

Sözcü, “Bu projelerin borçluları ve finansal muhatapları özel şirketler ve bankalardır ve bu finansman AB ve uluslararası hukukla tamamen uyumludur” diye ekledi.

İhlallerin etkinleştirilmesi

AYB'nin iddia ettiğinin aksine, bu finansman aslında uluslararası hukukun ihlal edilmesine olanak sağlamaktadır.

AYB'nin bu kredilere aracılık eden kuruluşu İsrail'in Bank Leumi'sidir.

Leumi, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinin inşasını ve genişletilmesini uzun süredir desteklemektedir. Tüm bu yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışıdır.

Leumi, Birleşmiş Milletler'in İsrail'in suçlarından kazanç sağlayan şirketler veri tabanında yer almasına rağmen Avrupa Yatırım Bankası bu banka ile iş yapmaya devam etmiştir.

2024’ün temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'yi işgalinin yasadışı olduğuna hükmetti. Avrupa Yatırım Bankası, Leumi ile işbirliği yaparak yasadışı bir işgalin sürdürülmesine yardımcı olmaktadır.

Fosil yakıt tüketen projelere verdiği krediler nedeniyle “çevreciler” tarafından eleştirilen AYB, 2019 yılı boyunca kendisini iklim değişikliğiyle mücadelede bir lider olarak yeniden markalaştırmaya çalıştı.

Yeniden markalaşma, daha sonra silah üreticilerine kredi vermeye başlamasıyla baltalanmıştır. Baskı ve insan hakları ihlalleriyle büyüyen silah endüstrisi aynı zamanda çevreyi de kirleten bir sektördür.

Silah endüstrisine verilen krediler AYB'nin İsrail'in suçlarını kolaylaştırma siciliyle uyumludur.

AYB kredilerinden yararlanan firmalar arasında, mevcut soykırım sırasında Filistinlilere saldırmak için kullanılan İsrail donanma gemilerine takılan silahları sağlayan İtalyan “Leonardo” da bulunuyor.

Yüksek maaşlara ve çeşitli avantajlara sahip olan AYB hiyerarşisi şişirilmiş bir balon gibi faaliyet göstermektedir. Bu balonun patlaması ve bankanın işlemesine olanak sağladığı suçların korkunç sonuçlarıyla yüzleşmesi hayati önem taşımaktadır.