İstanbul Beyoğlu’nda, 145 basamaklı, kestirme yol merdiveni, mahallenin bir sakini tarafından gökkuşağı renklerine boyanmış.
Parası cebinden..
“Bize ne?” diyebiliriz!
Ama dikkat ediniz.
Boyama işlemi, 4 gün sürüyor.
Malum medya, 4 gün boyunca hiç haber yapmıyor.
Oysa hepsi, o mahallede oturuyorlar..
Boyama işlemi 4. günün sonunda bitince, ilk haber şöyle: “Fındıklı’dan Cihangir’e çıkan merdivenler LGBT hareketinin sembolü olan gökkuşağı bayrağının renklerine boyandı.”
LGBT ne?
Kadın kadına.. Erkek erkeğe.. Cinsel sapkınlık..
O merdivenlere cinsel sapkınlığı sembolize eden renklerin boyanmasına dikkat çekenler, yine kendileri..
Bize sorulsa, “Boyamışlar işte, kafalarına göre bir renklere” deyip geçeceğiz.
Bu işlere onlar teşne ya..
Arkasındaki anlamı da, onlar biliyorlar..
Ve ağızlarından kaçırıyorlar..
Ne kadar çağdaş(!) olursa olsun. Hangi mahalle sakinleri, kendilerinin “gay”likle anılmasını ister ki?
Medya ne kadar şirin göstermeye çalışsa da..
Bu bir cinsel sapkınlık..
Gezi zekalı doktorlar ne kadar “Bu bir hastalık değil” deseler de, bu bir “anormal”lik.
Halk genelinden, “gay”liğin sembolü renklere destek verilmeyeceğini çakozladıkları için.. 
Esnek davrandılar. 
Renklerin neyi amaçladığını kendileri ortaya atmış iken, ertesi günü unutturdular.
“Gökkuşağı renkleri” deyip, “gay-lezbiyen propagandası”nın amaçlandığını es geçtiler.
Tartışmayı, “Halk merdivenleri istediği renkte boyayamaz mı?”ya getirdiler..
Belediyenin ileri zekalıları, gay renklerinin üzerini, gri boya ile kapatınca..
Alın size, Gezi Parkı isyanındaki gibi, bir provokasyon daha...
Gezi parkında “Ağaç” diyorlardı..
“Canlı” diyorlardı..
Şimdi de “Taş” diyorlar.. “Renk” diyorlar..
Esas dert ne canlı, ne ağaç.
Ne taş, ne renk..
Esas dert, kıldan tüyden konularla, isyan çıkarmak..
Halkı meşgul etmek..
Bir de belediye, böylesi oyunlara gelince.. 
“Merdivenler, kamunundur. Kimse kafasına göre değişiklik yapamaz” diyerek, kanundaki para cezasını muhatabına kesip yollayacağına..
“7 gün içinde, eski haline getir. Aksi takdirde, masrafı sizden alınarak eski haline getirilecektir” notu düşmeyince..
“Merdivenlerin renkli olması yönünde bir isteğiniz varsa, topladığımız imzalarla birlikte belediyeye müracaat etmeniz halinde, teklifiniz yetkili kurullarda görüşülecektir” hatırlatması yapılmayınca..
Aldılar sazı ellerine..
Çalıyorlar ha çalıyorlar..
“Bu ne farklı renklere düşmanlık” imiş..
“Zaten her türlü güzelliğe karşı çıkılıyor”muş!
Muş muş muş..
Aydın Doğan’ın köşkünün duvarını, aynı renklere boyamaya kalkalım, bakalım ne diyecek?
“Ben gay miyim ulan” diye sopa ile sizi kovalamayacak mı?
Hürriyet’in binasına giden yolu, aynı renklerle süsleyin(!).
Bakalım, ne diyecek, üzerlerinde “gay-lezbiyen” damgası vurulma ihtimaline karşı, o gazetenin yazar-çizerleri!
•
Nihayetinde belediye, medya baskısı ile, sırf birkaç kişiyi memnun etmek için oraya para harcayıp, tekrar “gay-lezbiyen” renkleri ile boyadı..
O arada...
Tercihin, ilçe sakinlerine sorularak belirleneceğini açıklamaları havada kaldı.. 
Öyle ya..
Ne gerek var halka sormaya?
Beyoğlu halkı da kim oluyor ki?
Gidin “lezbiyen”lere sorun.
“Gay”lere sorun..
Onlar ne derse, onu yapın..
Beyoğlu seçmenini adam yerine koyan kim?
Beyoğlu seçmeni vergiyi versin..
Belediye de gidip, “gay”lerin istediği renkte merdiven boyaması yapsın..
•
Ortadoğu’da sıcak gelişmelerin olduğu bir dönemde, “merdiven renkleri” üzerinden, “gay-lezbiyen” eksenli yazı için “Pek hoş olmadı” yorumu yapacak olanlar çıkabilir..
Benim bakış açım şu:
Cihangir’de de iki tane “gay lezbiyen”in borusu ötüyor..
Suriye’de de olanlar aynı..
Mısır’da da..
Onun için, aslında Cihangir’deki “gay” tahakkümünü yazarken.. Mısır’daki “Sisi” ve Suriye’deki “Esad” tahakkümünü de yazmış oluyoruz.  Hatta ABD’nin “gay”liğini de (ikiyüzlülüğünü), buna katabilirsiniz!

YENİ AKİT