6. sebeb, Başbakan’ın İHL’li olması mı?
Danıştay 8. Dairesi’ne soruyorum..
Son kararınızın gerekçesi nedir?
Gerekçe derken, internet sitenize koyduğunuz karardaki uzun anlatımı sormuyorum. İdari hukukun temeli ve kanunlarda düzenlenmiş olan; iptal sebebleri açısından soruyorum...
Kanuna göre, bir idari işlemin iptali için, 5 açıdan inceleme yapılır..
Bunlar, yetki, konu, sebeb, şekil, amaçtır.
Yetki; idari işlemi yapan makamın, o konuda kanunla yetkili kılınıp kılınmadığıdır.
İşlem, kanunda, yönetmelikte yetkili kılınan makam tarafından alınmalıdır. Örneğin; Yükseköğretim Kurulu’nun etkili kılındığı bir konuda, ÖSYM karar alırsa, yetki açısından sakatlık söz konusu olacaktır.
Tartıştığımız konuda, Yükseköğretim kanunu, katsayıyı düzenleme ile ilgili olarak kimi yetkili gösteriyor?
Tabiî ki Yükseköğretim Genel Kurulu’nu..
Peki yürütmesi durdurulan katsayı düzenlemesini kim yaptı?
Yükseköğretim Genel Kurulu..
O zaman Danıştay 8. Dairesi’ne soralım: “Yetki açısından bir sakatlık var mı?”
Olması mümkün değil.
Kanunun açıkça yetkili gösterdiği makam, katsayı düzenlemesini yapmış.
O zaman geçelim, ikinci iptal sebebine..
O ne? O da, işlemin “konu” açısından sakat olması.
Bu da, idarenin karar alması mümkün olmayan bir konuda, işlem ihdas etmesi demek. Kanunlarda, yönetmeliklerde hiç düzenlenmeyen bir konuda, idare bir karar alırsa, bu durumda “konu açısından sakatlık” gündeme gelir.
Örneğin; mevzuatımızda, hiçbir makama, “vatandaşa tek ayak üstünde, bir gün durma müeyyidesi uygulama” diye bir düzenleme yok. İdari bir makam, örneğin bir kaymakam, örneğin bir vali, herhangi bir sebeble vatandaşa “tek ayak üstünde durma müeyyidesi” uygulamaya kalkarsa, buradaki işlem “konu açısından sakat” bir işlemdir.
Katsayı konusunda, böyle bir karar alınamaz denilebilir mi?
Tabiî ki denilemez.
Çünkü bu konuda daha önce değişik katsayılar belirlendi. O kararlar, Danıştay’a gitti ve hukuka uygun bulundu. Şimdi de, katsayının oranı değişti. 0.3 yerine, 0.13 geldi..
0.3/05 düzenlemesi yapılabiliniyorsa, şimdiki de yapılabilir demektir..
Sonuç? Sonuç; konu açısından sakatlık da yok.
Geldik sebebe..
“Sebeb açısından Danıştay kararında bazı gerekçeler var gibi görünüyor ise de, aslında bu açıdan da bir sakatlık ciddi şekilde dile getirilmiyor.
Önce sebeb açısından sakatlık ne demek, ona bakalım.
Bir düzenleme yapılırken, gösterilen gerekçe ile, alınan karar birbirine uyumlu değilse, “sebeb açısından sakatlık” söz konusu olur.
Örneğin? Örneğin; ruhsatsız inşaat yapana, yıkım ve para cezası verilmesi gerekirken, bu sebeb gerekçe gösterilip arsası istimlak edilirse, işlem sebeb açısından sakat olur.
Katsayı konusunda böyle bir sakatlık var mı?
Yok. YÖK yeni bir sisteme geçmiş. Üniversiteye girişte yepyeni bir sistem oluşturmuş. Bu sistemi de düzenlerken, kanundaki yetki çerçevesinde, daha önce yıllarca uygulanmış eşit katsayı veya çok düşük katsayı farkını hayata geçirmiş. Bunda sebeb olarak, kanuna aykırı bir gerekçe yok ki!..
Ne kaldı? Şekil ve amaç.
Kısaca belirtelim. Şekil açısından sakatlığın mânâsı, “İşlemin kanunda belirtilen usûlle alınmamış olması” demektir.
“Teklifi kim yapar, karar nasıl alınır, oy çokluğu yeter mi” gibi konular da, işlemin şekil şartını oluşturur..
Bu konularda bir yanlışlık olduğunu kimse iddia etmiyor.
Son sebeb, “amaç açısından sakatlık”.
İdare bir işlem yaparken, birisine karşı özel düşmanlığı sebebi ile karar alırsa, bu da amaç açısından sakatlık doğurur.
Örneğin, belediye başkanı, kavga ettiği adamın arsasını istimlak ettirirse, bunun yargıda iptal sebebi, “amaç açısından sakat”lıktır.
Danıştay’ın kararını defalarca okudum. Maalesef, bu 5 sebebten hiçbirisi açısından doyurucu bir izahat bulamadım.. O zaman soralım, Danıştay, iptal davaları için, 6. sebeb mi ihdas etti yoksa?
Ve o 6. sebeb ne? “Başbakan’ın İHL mezunu olması” 6. sebeb olabilir mi?
Bence başka sebeb yok zaten!..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT