* İlköğretime başlama yaşı 6'ya çekiliyor. Oyuna dayalı eğitim verilecek

 

* İlk 4 yıl ilkokul, ikinci 4 yıl ortaokul, üçüncü 4 yıl lise olarak düzenlendi

 

* İlkokuldan ortaokula geçilirken diploma değil sertifika verilecek

 

* Ortaokulda 3 seçenek var: Düz, mesleki ve teknik, imam hatip

 

* Liseye geçişte seviye sınavı yok. Yeteneklere göre yönlendirme olacak

 

* Liseden mezun oluna kadar kademeler arası geçiş mümkün

 

Gözler Meclis Genel Kurulu'nda yapılacak oylamaya çevrildi. 28 Şubat sürecinde getirilen 8 yıllık kesintisiz eğitimi kaldıran yeni uygulama ile eğitim sistemi daha esnek hale gelecek. Böylece öğrencilere hem okullar arası hem de bölümler arası serbest geçiş imkanı tanınacak.

 

Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat bildirisinde, yer verdiği 18 maddenin üç tanesi eğitim sistemiyle ilgiliydi. Siyasi iradeye tavsiye niteliğinde olan MGK bildirisinin ardından dönemin hükümeti, eğitim sisteminde köklü değişikliğe giderek eğitimi zorunlu 8 yıla çıkartmıştı.

 

Komisyondan geçen 26 maddelik yasa teklifi ile birçok yenilik hayata geçecek. İlköğretim başlama yaşı 6'ya çekilirken, ortaokul öğrencileri Talim Terbiye Kurulu'nun belirlediği seçmeli dersleri tercih edebilecek. Lise çağındaki öğrenciler İmam Hatip Lisesi'ni tercih etmeleri durumunda fen ağırlıklı veya mesleki ve teknik bölümler ile alakalı seçmeli dersleri alabilecek. 2012-2013 eğitim döneminde devreye girecek olan yeni eğitim sistemiyle, öğrenciler seçmeye dayalı değil, bilgi ve yeteneğe bağlı eğitim modeli ile tanışmış olacak.

 

28 Şubat Post Modern darbenin ürünü olarak halen devam eden 8 yıllık zorunlu eğitim yasa teklifiyle 12 yıla çıkartılıyor. 8 yıllık eğitimde lise zorunlu değilken yeni uygulamada zorunlu oluyor. Kesintili ve zorunlu olarak 4+4+4 şeklinde 12 yıla çıkartılan eğitim sisteminde ilk 4 yıl ilkokul, ikinci 4 yıl ortaokul, üçüncü 4 yıl lise olarak düzenlendi.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı'nın üzerinde direttiği ancak Muhalefetin tepkisi nedeniyle okul öncesi eğitim yeni sisteme dahil olmayacak. Bunun yerine okul öncesi eğitim teşvik edilerek bu yaş grubunda okullaşma oranı yüzde 100'e çıkartılacak. Okula başlama yaşı 6 olacak. Özellikle ilkokul çağındaki öğrencilere okuma, yazma, kavrama ve oyuna dayalı bir sistem ile eğitim verilecek. İlkokulda öğrencinin yeteneklerini keşfettirici bir sistemi benimsenecek. Öğrencinin her dersine yine sınıf öğretmeni girecek. Böylece öğrenci ortaokula geçerken öğretmeni ve ailesinin yardımıyla yeteneğini keşfetmiş olacak.

 

 

Öğrenci ilkokuldan ortaokula geçtiğinde ise diploma yerine sertifika verilecek. Öğrenci bu sertifika ile ortaokula kaydını yaptırabilecek. Zorunlu eğitim nedeniyle ilkokulda verilen sertifika, diploma yerine geçmeyecek. Aileler ilkokuldan sonra çocuğunu okula göndermezse elindeki sertifika ilkokul mezunu olduğunu göstermeyecek.

 

 

Ortaokul öğrencilerine ise 3 seçenek sunulacak. Bunlardan birisi düz ortaokul olurken diğerleri mesleki ve teknik ortaokul veya imam hatip ortaokulu olacak. Düz ortaokula giden öğrenci matematik, Türkçe veya fen gibi zorunlu olarak aldığı derslerinin yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nun belirlediği seçmeli dersleri de alabilecek. Öğrenciler liseye geçişte ise artık seviye belirleme sınavına girmeyecek. Bunun yerine yeteneklerine yatkın olan bölümler belirlenerek öğrenci doğru liseye yönlendirilecek. Burada ortaokulda aldıkları seçmeli dersler etkin rol oynayacak.

 

 

Öğrencinin karşısına ortaokulda olduğu gibi lisede de esnek eğitim modeli çıkacak. Öğrenciler yine lise de 3 farklı seçenekle eğitim alabilecek. Öğrenci düz ortaokula, imam hatip veya mesleki ve teknik ortaokula gitmiş ise bu okullara lisede de devam edecek. Ancak diğer okulları tercih ederse oralara da geçiş yapabilecek. Öğrencilere liseden mezun oluncaya kadar kademeler arası geçişlerde sertifika verilecek. Öğrencinin istemesi durumunda ortaokuldan sonra açıköğretim lisesine devam edebilecek.

 

 

Ancak açıköğretim lisesine devam edebilecekler de yeni sistemde sınırlandırıldı. Bu liselerde okuyanlar istisna olacak. Özürlüler gibi dezavantajlı gruplar ile üstün zekalıların içinde bulunduğu kişiler açık öğretimden yararlanabilecek. Kimlerin açık öğretime devam edebileceğine Bakanlar Kurulu karar verecek.

 

 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bahattin Acat, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin öğrencilerin bilgi ve becerilerinin gelişimini engellediğini söyledi. Gelişim özellikleri açısından birbirlerinden farklı olan yaş gruplarının tek tipleştirildiğini vurgulayan Acat, "Farklı yaş grupları tek bir düzeymiş gibi kabul edilip aynı tarz eğitim verildi. Bu, ilk yıllarda daha çok beceri odaklı olması gereken eğitime zarar verdi. 7. ve 8. sınıflarda okuyan yani 13-14 yaşlarında akademik anlamda eğitim alması gereken çocuklara da zarar verdi. 6-7 yaşından, 10 yaşına kadar olan çocuklara kazandırılan sosyal özelliklerle, 14-15 yaşında ergenlik çağına gelen çocukların sosyal özelliklerin, bir takım değerlerin aynı olduğu varsayımıyla hareket edildi. Her yaştan öğrencilere tek tip bir eğitim modeli uygulandı. Bu da doğal olarak öğrencilerin bilgi ve beceri bakımından yoksun olarak yetişmesine imkan sağladı. Yani bu çocuklar bütün özellikler bakımından birbirlerine benziyorlar, onlara sunacağımız eğitim hizmeti de birbirine benzer olmalı mantığını yürüttüler. Bunu akıl da kabul etmez bilimsel gerçeklik de kabul etmez" diye konuştu.

 

 

8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin fiziki mekanlarda da soruna yol açtığını belirten Acat, 7 yaşındaki bir çocukla 14 yaşındaki bir ergenin fiziki mekan algısının birbirinden farklı olduğunu anlattı. Acat, 7 yaşındaki bir çocuğun çok katlı devasa okullar yerine 8 yıllık zorunlu eğitim öncesindeki gibi az katlı, renkli ve keyif alabileceği okullara gönderilmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Fiziksel mekan bakımından öğrencilerin desteklenmediğini aktaran Acat, çocukların kendilerine uygun mekanlarda becerilerinin geliştirilebileceğini dile getirdi.

 

 

Prof. Dr. Acat, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin üstün yetenekli ve üstün zekalı çocuklara da darbe vurduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Onlar için bilim-sanat merkezleri kurduk. Ama yönetsel bir takım sorunları çözemedik. Yetenekli çocuklar için zorlama çözümler üretmeye başladık. Bu çocuklar kendi yeteneklerine uygun bir yerde eğitim alamıyorlar. Bu da çocukların, yeteneklerini kaybetmesine neden oluyor. Mesleki eğitimden önce bu konular ele alınmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü bu çocuklarımızı desteklersek geleceğin bilim adamlarını, sporcularını, akademisyenlerini yetiştirebilmemiz mümkün olur. 8 yıllık zorunlu eğitimde çocuklarımızın becerilerini yeteneklerini ortaya çıkartılmasına engel olundu. İlköğretimden sonra yani 14 yaşına geldiğinde bu yetenekleri ile ilgili melekelerinin gelişmeleri, toplumu sürükleyecek düzeye gelmesi imkansız hale geliyor. Yeni sistemle bunun önüne geçiliyor. Artık çocuklarımızın yetenekleri keşfedilecek, zekalarının farkına varılacak."