Alagöz, yaşadığımız ülkede neredeyse her on yılda bir darbe olmasına rağmen darbecilerin yargılanmaları ve cezalandırılmaları anlamında darbelerle hesaplaşma tecrübemizin henüz çok yeni olduğunu belirterek sözlerine başladı. Darbeleri önlemek adına hayati önemi haiz bu yargılamaların geçmiş tecrübeden dersler çıkarılarak yapılmasının geleceğimiz için elzem olduğundan bahsetti.

Konuşmacı, son dönem darbeleri hazırlayan siyasi süreçlerle ilgili kısa hatırlatmalarda bulunduktan sonra mezkur darbeleri yapan öbeklerle ve zihniyetlerle yargısal anlamda mücadele edebilmek için muktedir olmanın gerektiğini belirtti. Darbelerin iç dinamikleri ve failleri olduğu kadar dış dinamikleri ve failleri olduğuna da dikkat çeken Alagöz, darbelerin hesabının sorulmasının siyasi güç ve irade gerektirdiğini ekledi.

Ülkemizde askerlerin öteden beri kendilerini ülkenin hamisi olarak gördüklerini ve maalesef yetiştirilme tarzlarının böyle olduğunu belirten konuşmacı; son dönemde askeri okulların kapatılması, milli savunma üniversitesinin açılması gibi önlemlerin asker yetiştirme konusunda değişime işaret ettiğini aktardı. 15 Temmuz kalkışmasında askeriye içerisinden bir mukavemet gösterilmemesinin en önemli sebebinin de çoğu askerin darbeyi olağan görmeleri olduğunu belirtti.

Bu kadar sık darbelere maruz kalmanın bir diğer sebebinin de her şeyi çok çabuk unutmamız olduğunu söyleyen Alagöz, sancılı süreçlerden ibretler çıkarmadığımız sürece bu süreçleri sürekli yaşayacağımızı söyledi. Konuşmacı, Balyoz ve Ergenekon yargılamalarında askeri vesayetin bayağı geriletildiğini ama o süreçte özellikle Fethullahçıların yaptığı usulsüzlükleri hatırlattı ve o hataların sonucunda bugün Balyoz ve Ergenekon sanıklarının etkin şekilde cezalandırılamadıklarını ve hatta kahramanlar gibi dışarı çıktıklarını ekledi. Elan yapılan darbe yargılamalarında da bu hususlar göz ardı edilirse yarınlarda problem üretebileceğini belirtti.

Şuan fiili darbe davalarında ince elenip sık dokunmasına rağmen örgüt davalarındaki (FETÖ) aksaklıkların ve yapılan hataların tüm darbe davalarını olumsuz etkilediğini ve hukuksuzlukların kamuoyunda tüm darbe davalarına teşmil edilerek anlaşıldığından bahsetti.

Ayrıca 15 Temmuz’a giden yolun kilometre taşlarının 28 Şubat sürecinde döşendiğini belirten Alagöz, o süreçte dindar insanların gerek bürokrasi ve üniversiteler gibi kamu kurumlarından gerekse askeriyeden ihraç edildiklerini ve boşalan yerlere takiyye yapan fethullahçıların doluştuğunu söyledi. 15 Temmuz’da aktif görev alan çoğu rütbelinin o dönemlerde giren askerler olduğunu belirtti.