1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. 28 Şubat neyin nesiydi!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

28 Şubat neyin nesiydi!

09 Nisan 2008 Çarşamba 04:34A+A-

Biz hep 28 Şubat'ı Refahyol'a karşı, yani görünen devlete karşı, görünmeyen devletin post modern bir müdahalesi olarak gördük. Buyurun size farklı bir komplo teorisi, ya da siz öyle kabul edin..

Aslında 28 Şubat, derin devletin görünen devlete değil, derin devletin belli bir kanadının, görünen devletin başka bir kanadına karşı gerçekleştirdiği bir darbeydi..

Susurluk, devletin içindeki bir kanadın, başka bir kanadı tasfiye girişimi idi.

12 Mart'a gidelim.. CHP-MSP Koalisyonu. Ecevit MİT'in askeri kanadını seyretme kararı alıyor ve sol kadroları MİT'e alıyor. Bazı solcu gazeteciler MİT'le ilişki kuruyor..

Demirel yanına Türkeş'i alıp, MSP'yi de yanlarına katarak 1. MC'yi kurduklarında, Türkeş MİT’e kendi kadrolarını aldı.. 1980'e kadar süren iç hesaplaşma, derin devletin sağ-sol kanatlarının gizli iktidar savaşı idi.. 12 Eylül bu iç savaşı durdurmak ve derin devleti yeniden yapılandırmak için yapıldı.. ABD sürece müdahil oldu.. Özal eli ile yeniden Küçük Amerika olma, AB ile bütünleşme, “İran İslâmı”na karşı “Türk İslâmı”nın desteklenmesi gibi bir projeyle yola çıkıldı.. (Ne demekse?!)

PKK, korucu sistemi bu döneme has yapılar..

Ama içerideki hesaplaşma bitmedi bu arada.. Tasfiye edilen unsurlar kısa sürede mafialaştı ya da kendi çetelerini oluşturmaya başladı. Ekonomik kaynak açısından silah, uyuşturucu, arazi mafiası, haraç ve kamu kaynaklarının tırtıklanması yoluna gidildi..

Faili meçhul cinayetlerde kurban olanların çoğu ya parasına el koymak, ya da tehdit oluşturdukları ya da karşı tarafın adamı oldukları için vuruldu..

Özal suikastı neyin nesi idi? Abdi İpekçi, Uğur Mumcu ya da Cem Ersever neyin nesi idi? Simavilere ne oldu? Sivas ya da Başbağlar neyin nesi idi?

28 Şubat'a gelelim.. Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı? Kim bunlar?.

Çiller, “ölen de öldüren de bizim için şereflidir” derken ne demek istiyordu acaba?..

Derin yapı içinde, İslâmcı - Milliyetçi bir koalisyon duruma vaziyet ediyor ve her şeyi yeniden yapılandırma iradesini ortaya koyuyordu.. İşte derin hesaplaşma da tam bu noktada başladı.. Bugün ortaya Ergenekon çetesi diye ortaya çıkan yapı, ya da kendilerine Kızılelma koalisyonu diyen yapıda Kemalist sol kadrolar sürece liderlik ediyor. Milliyetçi unsurlardan destek alıyor..

Her iki yapıda da aslında herkes var..

Bu arada zaten AB'ciler, Amerikancılar, Kemalist solcular, Milliyetçi sağcılar, Selanik cuntası, Çerkez cuntası diye 40 parçaya bölündüler.. Her yerde herkes var.. Kadrolu şeyhine, Turan Dursun karakterine kadar.. Sistem içi müftüler de var, ilahiyatçılar da! Sadece gazeteciler değil yani! Burada önemli olan liderlik kimde! Yoksa Susurluk'ta bir de Alevi kökenli, aynı zamanda laik bir Kemalist de olan emniyetçi vardı, hem de solcu bilinen.. Ekipde dindar birinin olmadığını kim söyleyebilir aynı zamanda..

Yani devlet onlar, hükümeti ise devleti ele geçirmeye çalışan çeteler örgütlüyor.. Çatlı'nın kurmaya çalıştığı yapıya, bir başka kanat karşı çıkıyor.. Bu komploya göre, asıl darbe Çatlı'nın araba kazasıdır.. Yani yeni yapının lider kadrosu tasfiye ediliyor ve iktidarın payandası çekilince iktidar da devriliyor.. İş bu kadar basit.

Yeni iktidarın nasıl oluştuğu, AK Parti'nin ortaya çıkışı ayrı bir konu..

Sonuçta bu hesaplaşma bitmiş değil.. Şimdi en çok sesini yükselten yapı Ergenekon. Kemalist, Milliyetçi Sol yapı. Hocanın, Tuncay Özkan'a “Gazanız mübarek olsun” sözünün ne anlama geldiğini bilmiyorum ama, bu yapıda Saadetçi olduğunu söyleyen bazı unsurların da varlığını bir kenara not etmek gerek. SP'nin AK Parti karşıtlığının bu seviyede bir öfkeye dönüşmesi ve E. Manisalı, Mümtaz Soysal gibi sistem içi kişilerin bu çevrelerde bu kadar çok referans olarak kullanılması ve bizim çevrede bu çetenin söylem ve üslubuna paralel söylemlerin gelişmesi bana manidar geliyor.

AK Parti'nin masum olduğunu da söylemiyorum.. Aslında kimse çok da temiz ya da masum değil.. AK Parti içinde, derin güçlerin bastırması halinde rotasını o yöne çevirecek en az “4 düzine” adam var.. Kimi kripto, kiminin karı kız hesabı var, kiminin ise kursağı dolu..

Biliyorum, bunları yazdım diye yine birileri bana çok kızacak ama, bu kadarcığını da yazmadan edemedim..

Yüzeyde yaşananlara bakıp, derin devletin AK Parti ile uğraştığı gibi bir izlenim edinebilirsiniz, ama asıl sorun derin devletin liderliği sorunu.. AK Parti'nin şansı ise bu iç hesaplaşma sebebi ile zaman kazanıyor olması.. Ama korkarım iş bir kontrolden çıkarsa bu işlerin nerede duracağı belli olmaz..

Aman dikkat.. Aman gençler, sakın sizi kandırıp, din, vatan, millet adına silahlı eylemlere çağıran ve elinize silah tutuşturan olursa sakın kanmayın.. Dünyanızı da, ahiretinizi de berbad edersiniz.. İnternette yazdıklarınızı, telefonla konuştuklarınızı biliyorlar..

Derin yapı içindeki akıl ve insaf sahipleri de kendilerini bu çetelerin ellerinden kurtarmaya baksınlar.

Siyasilere ve bürokratlara gelince, elinize, belinize, dilinize hakim olun. Zıkkım olası uçkur sevdasından, yetim malı üzerinde kumar oynamaktan, rüşvetten vazgeçin artık. Allah görüyor ve biliyor, hesabını veremeyeceğiniz şeyler yapmayın. Koltuğunuza yapışıp kalmayın.. Başkalarından değil, Allah'tan korkun.. Burada gizledikleriniz ve dışarıya kaçırdıklarınızı herkes biliyor. Bu dünya etme bulma dünyasıdır.. Zulm ile abad olunmaz.

Aman dikkat! Selâm ve dua ile..

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT