“28 Şubat NATO ve ABD Destekli Yapılan En Büyük Kötülüktür”
Kamu Başdenetçisi Malkoç, "28 Şubat, Türkiye'nin en az 50 yıl geriye gitmesidir, Türkiye'de demokratik mekanizmaların felç olmasıdır. NATO, ABD destekli yapılmış olan en büyük kötülüktür." değerlendirmesinde bulundu.
28 Şubat döneminde Refah Partisi (RP) Trabzon Milletvekili olarak parlamentoda yer alan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, 22. yılında 28 Şubat'a ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk siyasal tarihinde cuntacılık hareketlerinin her dönem yaşandığını belirten Malkoç, milletin oylarıyla sandıktan çıkan bir iktidarın 28 Şubat postmodern askeri darbesiyle iktidardan indirildiğini söyledi.
28 Şubat'tan sonra gereken tedbirler o dönem alınsaydı, 15 Temmuz olmazdı
Malkoç, 28 Şubat'ın Türk siyasi tarihine düşmüş kara bir leke olduğunu söyleyerek, bütün Türkiye'nin o dönem mağdur edildiğini ama asıl mağduriyetin gençler ve dindar kesim üzerinde yaşandığını vurguladı.
28 Şubat'a destek veren iş adamlarına banka kurdurulduğunu ve milletten mevduat toplanıp yüz milyar dolara yakın paranın darbecilerin yandaşlarına peşkeş çekildiğini anlatan Malkoç, şöyle konuştu:
"28 Şubat, Türkiye'nin en az 50 yıl geriye gitmesidir, Türkiye'de demokratik mekanizmaların felç olmasıdır. NATO, ABD destekli yapılmış olan en büyük kötülüktür. Bugün bakıldığında bunlar çok daha net olarak ortaya çıkıyor ama dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ı bu millet rahmetle yad ediyor. Çünkü 'Gerekirse 1 milyon kişiyi öldürürüz.' diyen cuntacıların tehdidi altındayken ve RP kapatılmışken, herkese itidal ve sabır tavsiye etti."
Malkoç, RP Genel Başkanı Erbakan'ın, partisinin kapatılması kararının Anayasa'ya aykırı olduğunu belirttiğini ve milleti sağduyuya davet ettiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Erbakan, 'Ülkenin bugün her zamankinden daha çok birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var. Partimizin kapatılması tarihin akışı içerisinde zerre kadar önemli değildir. Bu kapatma kararları, bizim düşüncemizin tek başına iktidarının yolunu açıyor.' dedi, ardından AK Parti iktidara geldi. O dönem o gerginlikte bunu söylerken, 'Ya ne diyor bu Erbakan? Partisi kapatılmış, asker darbe yapmış, hak ve özgürlükleri kısıtlamış, bu ne diyor? Hayal mi görüyor?' dedik. Hayal görmüyordu o. Hani insan bilgisayarın ekranına bakar da ileriyi okur ya. O gönlünden, zihninden geçenleri dua, temenni olarak anlatıyordu. Nitekim gerçekleşti."
"28 Şubat'la ilgili sadece Erbakan konuşmadı"
Herkesin 28 Şubat'la ilgili görüş belirttiğini, ancak Erbakan'ın konuşmadığını kaydeden Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"28 Şubat'la ilgili bilinmeyen hemen hemen hiçbir şey yok, Erbakan Hoca'nın anlatmadıkları dışında. Çünkü rahmetli Erbakan Hoca, devlete olan saygısından, millete olan sevgisinden o ızdıraplarını, gözyaşlarını içine akıttı. Yüreği kavruldu ama ne devletine ne milletine, hatta 28 Şubat'ı yapanlara karşı bile, kötü bir şey söylemedi. Ama sevindirici olan husus şudur, 28 Şubat darbecilerinin özellikle askeri kanadının yargılanıp hapis yatmasıdır."
"28 Şubat'tan sonra gereken tedbirler o dönem alınsaydı, 15 Temmuz olmazdı." diyen Malkoç, darbecilerin 28 Şubat'ta siyasetin bölünmüşlüğünden istifade ederek vesayet uyguladığını, 15 Temmuz'da ise siyasi bir bütünlük olduğu için darbe girişiminin başarılı olmadığını söyledi.
Malkoç, 28 Şubat darbesinin toplumun sosyolojisine yönelik bir olay olduğunu bildirerek, "Mahalle bakkalından ihracatçısına kadar belli bir siyasi eğilimde veya dindar olan insanlar yok edilmeye çalışıldı. Demokrasiyi savunanlar ölümle tehdit edildi." dedi.
"28 Şubat'ın yaralarının kapanması için değişiklikler yapıldı"
28 Şubat darbesinin üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin derin yaranın kapanmasının kolay olmadığını vurgulayan Malkoç, şöyle devam etti:
"AK Parti iktidarı döneminde bu yaranın kapanması, tedavi edilmesi için Anayasa ve kanun değişiklikleri veya daha alt düzenlemeler yapıldı. Olağanüstü fedakarlıklar ve gayretler yapıldı ama ne derler 'Dökülen sirke kabını doldurmaz'. Milyonlarca genç yavrularımız okullarından edildi. Özellikle de başörtülü kızlarımız, okul birincisi olduğu halde diplomaları verilmedi. Çoğu yurt dışına gitti. Bir kısmı parasızlıktan mahvoldu, psikolojik bunalım geçirdi, depresyonlara girdi. Bunların tedavisi kolay değil. O açıdan ne yapıp edip toplumun dirayetli, uyanık ve basiret sahibi olup 15 Temmuz'daki gibi darbecilere meydan vermemesi gerekir. Darbe olduktan sonra istediğiniz kadar tedavi etmeye çalışın, o izler kolay kolay kapanmıyor."
Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) 28 Şubat darbesinin yaralarının kapanması için anayasal ve hukuki çerçevede elinden geleni yaptığını aktaran Malkoç, ilgili bakanlıkların katılımıyla "28 Şubat Mağdurları Çalıştayı" düzenlediklerini dile getirdi.
28 Şubat sürecinde yaşanan hak ihlalleri nedeniyle Kamu Denetçiliği Kurumuna yaklaşık 300 civarında şikayet başvurusunda bulunulduğu bilgisini de paylaşan Malkoç, başvurular sonucunda ilgili bakanlıklara 133 tavsiye kararı, 24 kısmen tavsiye kısmen ret kararı, 24 ise ret kararı verildiğini anlattı.
HABERE YORUM KAT