28 Şubat Maocularında hangi kerametler keşfedildi acaba?
TGB şebekesiyle İlim Yayma Vakfı'nı yan yana getirmek, isimlerinin birlikte anılmasına sebep olmak büyük bir günah, telafisi çok zor bir sapma değilse nedir?
HAKSÖZ-HABER
"Dün dündür, bugün bugündür" pragmatizmi öyle berbat bir virüs ki bulaşmadığı mahalle, musallat olmadığı kişi bırakmıyor. Hayır, bitimsiz bir intikam duygusuyla yaşanmasını, sürekli eski defterleri karıştırmayı filan önermiyoruz tabii ki. Ancak işledikleri hiçbir suçtan, tertipledikleri hiçbir provokasyondan, içinde bulundukları kirli ve karanlık tezgâhlardan en küçük bir pişmanlık duymamış bilakis pişkin pişkin yenilerine kalkışan nüfuz casusu gibi çalışan şebekelere karşı her zaman ilkeli ve temkinli yaklaşmak icap etmez mi? Siyasetin belli bir oranda esneme, geçici ittifaklara kapı aralama gibi bir teamülü olsa da ahlaki ve hukuki zemini hiçe sayan laçkalıklara ve fırsatçılığa denk gelen açık-örtülü koalisyonlara yol vermesi umulan faydaları berheva ettiği gibi çürüme ve kokuşma gibi süreçleri hızlandırıp toplumu bataklığa doğru sürükleyebiliyor.
Mao’nun Çocukları, Mustafa Kemal’in Askerleri
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) yani 28 Şubat darbe sürecindeki adıyla Öncü Gençlik, Doğu Perinçek'in başını çektiği İşçi Partisi / Vatan Partisi çizgisinin bir örgütlenmesi. TGB, Maocu kimliğiyle Çin hesabına çalışan, militarist karakteriyle 28 Şubat cuntasına hizmet eden Aydınlık Gazetesi etrafındaki örgütlenmelerden birisidir. Doğu Perinçek'in "Ebedi Şef" olduğu Aydınlık geleneği Kamboçya'yı ölüm tarlalarına döndüren Poll Pot rejimini de Bosna'da Müslüman halka karşı sistematik tecavüz ve katliamlar tertipleyen Sırp çetelerini de canla başla savunmuş utanç verici bir beşinci kol faaliyetidir.
Ebedi Şef Perinçek'in Doğu Türkistan'da açıkça dini ve etnik soykırım için tezgâhlanan toplama kamplarını öve öve bitiremediğini, Tek Parti döneminde Mustafa Kemal tarafından uygulanan aydınlanma modelinin aynısı olarak neşeyle, sevinçle takdim ettiğini hepimiz biliyoruz. Aydınlık-TGB siyasetinin Suriye'deki despotizmi ayakta tutmak üzere girişilen kimyasal katliamları, varil bombalı yıkımları nasıl meşrulaştırmaya kalkıştığını bilmeyen kalmamıştır. Nihayet Rusya'nın Ukrayna işgalini ayakta alkışlayan, Putin'in zaferi için duygusal ve medyatik seferberlik başlatan ekiplerin başında da tahmin edildiği üzere yine TGB'nin de içinde bulunduğu Perinçek Şebekesi vardı.
Hangi Cürümlerinden Pişman Oldular?
İslam'a ve Müslümanlara kin ve nefret kusan düşmanlıkları çok açık ve net olmasına rağmen Perinçek Şebekesi neden ve nasıl bu derece popüler olabiliyor? Salman Rüşdi’nin kusmuklarından oluşan Şeytan Ayetleri kitabını yayınlayarak Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya (sav) en iğrenç hakaretleri yapan ve Sivas olaylarını provoke eden ekibin Maocu Perinçek ekibi olduğu mu unutuldu acaba? Turan Dursun isimli çağdaş Ebu Cehil'in "Din Bu-Kulleteyn" isimli kudurgan kitaplarını yayınlayanların da Perinçek'e bağlı Kaynak Yayınları olduğu mu unutuldu acaba? "2000'e Doğru Dergisi"nde her türlü rezilliğe imza attıkları mı yoksa "Devrim Kanunları Uygulansın" kampanyalarıyla 28 Şubat'a kılavuzluk ve ajitatörlük yaptıkları mı hafızlardan silindi yoksa?
15 Temmuz sonrası adeta "aziz" ilan edilen, her gece ekranlarda "büyük mütefekkir" gibi başköşeye oturtulan, Türkiye'de siyasal ve toplumsal yapıyı tanzim etsin diye neredeyse bütün imkânlar önüne serilen Maocu Kemalist tayfanın ordu, yargı ve medyanın ardında şimdi de vakıflara musallat olduğunu görüyoruz. Ne alakası olduğunu, nerden icap ettiğini bilemiyoruz lakin TGB isimli Maocu-Kemalist şebekeyi temsilen bir heyetin İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan'ı ziyaret ettiğini öğreniyoruz. Ajanslara yansıdığı kadarıyla TGB'nin Erdoğan'ı ziyareti sırasında "milli kültürü geliştirmeye yönelik fikir alışverişi" gerçekleştirilmiş!
Doğu ve Şule Perinçek'in Maocu Aydınlık mektebinde yetiştirdiği, Mustafa Kemal'in Askerleri formasyonuyla sahaya saldığı TGB şebekesiyle İlim Yayma Vakfı'nı yan yana getirmek, isimlerinin birlikte anılmasına sebep olmak büyük bir günah, telafisi çok zor bir sapma değilse nedir? Geçmişten bugüne hemen hiçbir doğru düzgün inancı-ideolojisi olmamış bilakis sapkın ve azgın fikirlerin şampiyonluğunu yapmış bir karanlık örgütlenmeye neden itibar ediliyor, niçin prim veriliyor? TGB'nin temsil ettiği ideolojik-siyasi kampın ahlaki ve hukuki açıdan ne denli sapkın ve saldırgan olduğunu mu unuttunuz yoksa içinde bulundukları sol-sosyalist cephede dahi ajan-provokatörlükle suçlanıp tecrit edildiklerinden mi haberiniz yok?
Biri İslam, Diğeri İslam Düşmanlığı İçin Yaşıyor
TGB gibi hem ideolojik ve ahlaki hem de siyasi-toplumsal açıdan marjinal, Çin ve Rusya hesabına faaliyet gösteren fakat toplum nezdinde hiçbir meşruiyeti ve saygınlığı olmayan karanlık yapılara yanaşmak, onlarla yan yana resimler vermek bir stratejik açılımın göstergesi olmaktan ziyade çaresizce savruluşa bir delil, dostu-düşmanı ayırt edememeye dair bir numune olur ancak. Bu tür buluşmaların uluslararası ilişkilere ve siyasal ittifaklara ne derece katkısı olur zamanla daha net görürüz. Fakat bu tür stresli dönemlerde sıkıntıyı büyütmemek adına muhafazakâr-dindar çevrelerin yutkunmayı tercih etmesinden yola çıkarak TGB gibi karanlık yapılarla ilişkileri açılım ve safları sıklaştırma şeklinde memnuniyetle karşıladığı zannedilmesin sakın.
İlim Yayma Vakfı, Müslüman toplumun İslami kimliğini korumak ve geliştirmek üzere faaliyet gösteren, hayır faaliyetlerinde yarışan önemli yapılardan biridir. Tam da bu sebeple içinde yer aldığı diğer Maocu–Kemalist örgütlenmelerle beraber TGB’nin de geçmişten bugüne İslam’ı kamusal alandan silip atmak üzere faaliyetler gösterdiğinden kimse gafil olmasın. Vakıfları, dernekleri, cemaatleri belli zeminlerde siyasal hesap ve fırsatların önüne meze gibi sermek hiçbir iyilik ve hayra hizmet etmeyeceği gibi bilakis yapılan hizmetleri kirletme riskini büyütecektir. Allah’ın hükümlerine ve rızasına savaş açan, Şeytan Ayetleri’nin temsilciliğini yapan, Mao’dan Esed’e kadar bütün katilleri savunmayı meslek edinen kirli ve karanlık üstelik marjinal ve nefret unsuru yapılarla resimler vermek, müşavereler yapmak sert ve kalın bir duvara son sürat toslamak için heveslenmek manasına gelir. Bu tür heveslerden azami ölçüde imtina etmek gerekir.
HABERE YORUM KAT