23 Yıl... Sapmayan Çizgi
Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas) özgürlük mücadelesi sahasında 23 yılını tamamladı. Bundan önce de bu hareketin kuruluş yıl dönümleri münasebetiyle kendisinden söz ediyor, geçmişiyle ilgili değerlendirmeler yapıyorduk. Bunların bazıları makale bazıları da dosya şeklindedir.
Bu yazıları kişisel web sitemizde (www.vahdet.com.tr) bulabilirsiniz. Onun için oradaki bilgileri tekrar etmeye gerek görmüyoruz. Yirmi üçüncü kuruluş yıl dönümü münasebetiyle, son günlerde bu hareketin ilkesel çizgisi hakkında gündeme getirilen bir tartışma üzerinde duracağız.
Filistin toprakları üzerindeki siyonist işgali tanımamak ve buradaki gayri meşru hâkimiyeti meşrulaştırmamak Filistin İslâmî Direniş Hareketi açısından bir siyasi strateji, hâkim şartlara ve ortama göre şekil alabilecek bir tavır değil bir ilkedir. Son dönemde bazı medya organlarında Hamas’ın bu ilkesinden taviz verebileceği ve Filistin’in 1948’de işgal edilmiş bölgesindeki siyonist hâkimiyeti meşru kabul edebileceği yönünde haberler yayınlandı ve bu haberlerle bağlantılı yorumlar yapıldı. Bu haber ve yorumlar İslâmî camiaya ait bazı medya organlarına ve web sitelerine de yansıdı. Şartların zorlaması ve uluslararası emperyalizmin siyonist işgali ısrarla desteklemesi sebebiyle bunun bir zorunlu seçenek olabileceği, dolayısıyla söz konusu haber ve yorumların da doğru olabileceği kanaatinin hadiseleri uzaktan takip edenlerin zihninde kabul gördüğünü müşahede ettik.
Siyonist işgal ve işbirlikçi organlar bundan önce de Hamas’ı ilkesel yönden yıpratmak ve işgali meşrulaştırmama ilkesinde kararlı davranmasının mümkün olamayacağı kanaatini yaygınlaştırmak için farklı zamanlarda benzer ataklar yaptılar. Ama Hamas bu ataklara hızlı bir şekilde cevap verdiği için başarılı olamadılar.
Son ataklarına da hızlı cevap verildi. Fakat ben bizzat aldığım bilgileri değerli okuyucularımızın dikkatine sunmak istiyorum. Hareketin önde gelen liderlerinden ve Filistin Parlamentosu’nun genel başkan yardımcısı Ahmed Bahr, Cezayir’deki Esirlere Destek Buluşması’nda yaptığı konuşmada özellikle bu konu üzerinde durarak söz konusu iddiaların tamamen asılsız, gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu vurguladı. Bahr, Hamas’ın siyonist işgali kesinlikle meşru kabul etmediğini ve etmeyeceğini, Filistin’in bütünlüğü ve yurda dönüş hakkından da taviz verilmeyeceğini dile getirdi.
İşin gerçeğinde söz konusu söylentiler hakikati değil siyonist işgalcilerin ve onlarla işbirliği içine girenlerin arzularını, temennilerini dile getirmektedir. Siyonist işgal, her ne kadar kendini uluslararası platformda ve BM nezdinde “yasal” kabul ettirmiş olsa da Filistin’deki hak sahiplerinin özgürlük mücadelesini temsil edenler tarafından tanınmadığı sürece meşrulaşmasının mümkün olmadığını biliyor. Ondan dolayı sık sık bu konudaki arzu ve temennilerini bilgi ve haber diye kamuoyuna yansıtmaya çalışıyor.
İşbirlikçi kesim ise kendilerinin tavizci tutumlarını makul ve geçerli saydırmak, böylece mazeretlerini güçlendirmek amacıyla söz konusu arzu ve temennilerini gündeme getirme ihtiyacı duyuyorlar.
Fakat onların bu konudaki arzuları hiçbir zaman gerçekleşmedi. İslâmî Direniş 23 yıllık mücadele geçmişinde ilkelerini kararlılıkla korudu ve sapmayan bir çizgi üzerinde ilerlemeye devam etti.
Biz inanıyoruz ki Allah’ın izniyle siyonist işgal, geçmişteki haçlı işgali gibi gayri meşru kalacak ve işgal altındaki topraklar asıl sahiplerine dönünceye, buraların üzerindeki hak sahipleri haklarına kavuşuncaya kadar İslâmî Direniş Hareketi çizgisinden sapmayacaktır.
Filistin’deki İslâmî Hareket 1967’de işgal edilmiş olan topraklar üzerinde, bir devletin sahip olması gereken bütün haklara ve imkânlara sahip bir Filistin devletinin kurulmasını onaylasa bile bu siyonist işgalin kalan bölümünü tanıması, meşrulaştırması ve oralar üzerindeki hak sahiplerinin haklarından vazgeçmesi anlamına gelmez. Bu belki uzun vadeli bir ateşkesle mümkün olabilir ki günümüzdeki ateşkes siyonist işgali meşrulaştırma anlamına gelmediği gibi öyle bir karşılıkla sağlanacak ateşkes de bu anlama gelmeyecektir. Siyonist işgalin yıllardan beri sürdürdüğü vahşi ambargoya ve saldırılara rağmen Hamas’ın sapmayan çizgisinde kararlılıkla ilerlemesi de bunu gösteriyor.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT