19 Mayıs ve Bandırma Vapuru Anlatısı
Bugün 19 Mayıs.
“Kurtuluş Savaşı” denilen resmi anlatının başlangıç tarihi.
19 Mayıs, bundan tam 90 sene önce başlayan bir masal serüveninin ilk merdiven basamağı.
Bu tarih Milli Eğitim Bakanlığı web sayfasında şu abartılı yaklaşımla veriliyor: “Millî Mücadelenin Atatürk tarafından dile gelen hikâyesinin ilk cümlesi, ‘1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım’ ile başlar. Diğer bir deyişle, 19 Mayıs 1919 Millî Mücadelenin fiilen başladığı tarihtir. 19 Mayıs bir başlangıçtır; fikir ve karar sahibi Atatürk'ün hedefine varan yolda ilk adımdır.”
Şevket Süreyya Aydemir ise “Tek Adam”ında 19 Mayıs 1919’un, Mustafa Kemal'in yeni hayatına, yeni âlemine hem kendi kaderine, hem Türk milletinin tarihine, hem çağımızın akışına yön veren gün olduğunu, o günün Mustafa Kemal'in Samsun kıyısına ayak basmasıyla başladığını belirtir.
İlkokul eğitiminden bu yana milli eğitim bünyesinde öğretilen derslerde ise, Mustafa Kemal’in işgal altındaki İstanbul’dan Bandırma adlı iptidai bir vapurla kaçıp, Milli Mücadele’yi başlatmak için gizlice Samsun limanına çıkmış olduğu belirtilir. Masal şöyle devam eder: Mustafa Kemal 7 düvele karşı “Kurtuluş Savaşı”nı başlatmak için İngilizlerden ya da işgal güçlerinden kaçarak gizlice Samsun limanına varmıştır. İşte bu tarih, yani 19 Mayıs, 20 Haziran 1938 tarihinden itibaren Gençlik ve Spor Bayramı olarak resmi bayram ilan edilmiş ve resmi törenlerle gençlere bu kahramanlık hikayeleri anlatılmıştır.
17 Mayıs 2009 tarihinde bu konuyla ilgili iki televizyon programında dikkat çekici açıklamalarla karşılaştık. Fatih Altaylı-Murat Bardakçı’nın Habertürk’deki program konuğu Kazım Karabekir’in kızı Temsile Karabekir, Mustafa Kemal’in Samsun’a İngiliz vizesi ile gidebildiğini söyledi ve İngiliz vizesinin fotokopisini canlı yayında gösterdi. Hilal TV’de Muharrem Coşkun ise vizeyi veren İngiliz istihbarat subayı John Godolphin Bennett ile Nezih Uzel’in 1974 yılında bu vize konusuyla ilgili yaptığı röportajın bazı bölümlerini yayınladı.
Bennett’in ismi Nutuk’ta geçiyor. Ayrıca Ömer Rıza Doğrul’un çevirdiği “Modern Türkiye’nin Doğuşu” adlı bir kitabının olduğu da biliniyor. Nezih Uzel’in aktardığı röportaja göre İngiliz istihbarat subayı olan Bennett, Mustafa Kemal ve 34 arkadaşına vize vermeye karşıdır. Ama İngiliz hariciyesi vize verilmesi direktifi verir. Yani vizeye asker karşıdır ama siyasiler vize vermektedir. Bu durum, işgal altında olan İstanbul’da İtilaf Devletlerinin hem kendi aralarında hem kendi içlerindeki Yeni Osmanlı’nın veya yeni kurulacak Türk devleti tasarımının tartışmalarıyla ilgili bir çekişmenin de yansımasıdır. Rus Devrimi’nin gelişimi ve bölgede tehdit oluşturması karşısında İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması’nda belirlenen coğrafi dizaynda yenilikler yapılma yoluna gidilir. Yeni Türkiye’nin nasıl kurulacağı ve statüsünün ne olacağı ile ilgili tartışmalar İngiliz Avam Kamarası’nda da derin tartışmalara yol açar. Başbakan Lloyd George ile daha sonra Dışişleri Bakanı olacak Lord Gurzon arasında, Yeni Türkiye konusunda ciddi tartışmalar olur. Tartışmanın bir kanadı Yeni Türkiye’yi Mısır gibi bir eyalet valiliği anlayışı ile biçimlendirmeyi düşünmektedir; diğer kanat ise Batı’ya entegre bir sistemle Yeni Türkiye’ye bağımsızlık vermek eğilimindedir.
Mustafa Kemal, Filistin-Suriye havalisindeki 7. Ordu Komutanı’dır. Bu bölge İngiliz ve Fransızlara kaybedilmiştir. Mustafa Kemal, Aralık 1917’de İstanbul’dadır. Batılı siyasilerin ve istihbarat elemanlarının bulunduğu Pera Palas Oteli’nde kalır. 16 Mayıs 1919’da ayrıldığı İstanbul’da Şişli’deki evine taşınıncaya kadar bu otelde yaşar. İngiliz-Fransız hariciyesi ve istihbarat subaylarıyla aynı ortamdadır. İstihbarat zabiti Bennett Alman taraftarı İttihat Terakki karşısında Mustafa Kemal’in İngiliz muhibbi olduğunu belirtir.
Bu arada Mustafa kemal yine Suriye’ye gider. Lübnan’da görüşmeleri olur. Filistin İngiliz; Lübnan Fransız işgali altındadır. Mustafa Kemal ile ilgili tarihin bu sayfaları henüz açılmamıştır. Mustafa Kemal burada kimlerle görüşür açık değildir; ama 28 Ekim 1918’de Kilis’e giriş yapar. Ve Kilis’teki heykelinin altındaki pirinç levhada şu ifadeler yer alır: “Misak-ı Milli sınırları buradan başlar. Mustafa Kemal, 1918” Oysa Sevr Antlaşması’nda tayin edilen sınırlardan sonra Misak-ı Milli sınırlarıyla ilgili tartışma henüz Meclis-i Mebusan’da gerçekleşmemiştir. O zaman Lübnan-Suriye seferinden dönen Mustafa Kemal, Misak-ı Milli sınırlarının Kilis’ten başladığını nereden bilmektedir? Zaten 1921’de Ankara’da yapılan antlaşma ile Adana’dan Hakkari’ye kadar cetvelle çizilmiş bir çizgi ile sınırlar Fransızlarla belirlenir. Ve işgal toprakları Türk ordusu adımını bile atmadığı halde Fransızlar tarafından yenik Türkiye’ye devredilir.
Bugün 19 Mayıs 2009... Bundan 90 yıl önce Mustafa Kemal’in ve 19 arkadaşının İngiliz vizesiyle Anadolu’ya ulaştığı tarihtir. İstanbul ve Samsun limanları İngiliz işgali altındaydı. Ve bu işgal alanından İngiliz vizesiyle yol alan Mustafa Kemal, hemen sonra “Vatanı Kurtaran Aslan” konumuna gelmiştir.
19 Mayıs heyecanı düne kadar gizli bir gerilla sızması formunda sunuluyordu. Şimdi ise İngiliz vizelerine ve oluruna bağlandığı açığa çıkıyor.
Vize deyip geçmemeli!
Resmi tarihin dayanma gücü aşınma eşiğinde!
Bu vize konusu önemli bir işaret taşı. Bu taş yerinden oynatıldıkça Mustafa Kemal’in “Milli Mücadele” süreci ve bir Türk milleti yaratmak mücadelesi ile ilgili değişik okuma biçimleriyle karşılaşmamız kaçınılmaz.
Temel bir yalan üzerine nice yıllar geçirdik.
Şimdi yalanları ayıklama ve gerçekliğimizi yakalama vaktidir. Bu hedefe varmak kolay değil şüphesiz. Ama Özgür-Der’in “Resmi Törenler” eleştirisiyle başlattığı kampanya, yargı kurumunun kapatma davasıyla karşılaşmasına rağmen engellenemeyecektir. Artık iletişim çağında gerçek bilgileri gizlemenin ve insanları masallarla kilitlemenin imkanı tükenmektedir. Önemli olan tükenecek ve tasfiye olacak resmi ideolojinin kurgulanmış anlatıları yerine ikame edilecek gerçeklerden nasıl ibretler çıkartacağımız ve hangi ölçülerle bir gelecek tasavvuru inşa edeceğimizdir.
YAZIYA YORUM KAT