16 Temmuz Hareketi: Şahitlik-Şûra-Ümmet Bilinci
Suriye’de yaşanan olaylar Türkiye’de yaşayan insanlar için ne anlam ifade ediyor?
Bir Müslüman için yaşanan her olay vakıa’nın getirdiği her sorumluluk günleri aramızda döndüren Rabbimiz’in bir ayetidir. Müslüman vakıa ayetleri karşısında doğru tavır almakla, hakkın, adaletin ve fıtratın şahitliğini yapmakla mükelleftir. Bu sebeple bir Müslüman karşılaştığı bir olaya öncelikle diplomasi, strateji ya da fayda-zarar/çıkar gözlüğüyle bakamaz. Önceliğimiz şahitliğimizdir.
Suriye’de işlenen sistematik devlet terörü-işkence-tecavüz-katliam vahşiliği karşısında Türkiye’de ve Dünya’da yaşayan Müslümanların öncelikli sorumluluğu da bu zulme karşı Şahitlik görevlerini yerine getirmeleridir.
Kim olursa olsun zalime karşı olmak, kim olursa olsun mazlumdan yana olmak önce insanlık sonra Müslümanlık görevimizdir. Bu bilinç bizi ikinci bir merhaleye taşır.
Peki bu zulüm neden oluyor?
Şahitliğimizin ikinci merhalesi Suriyeli kardeşlerimize revâ görülen bu vahşiliğin kökenleriyle hesaplaşmaktır.
İslam ümmeti Emeviler dönemiyle birlikte siyasal olarak Kur’ân’dan uzaklaştırılmaya başlanmış, Şurâ merkezli İslam toplumu saltanat merkezli tek adam merkezli bir tebaaya dönüştürülmüştür. Yukarıdan aşağıya doğru başlayan Kur’an’dan uzaklaşma süreci ümmetin içini boşaltmış. İçi zayıf düşen bu ümmet dışarıdan gelen sömürgeciler tarafından önce işgal edilmiş sonrasında ise ulus devletlere parçalanmıştır.
Ulus devletler ortak Müslüman bilincini Ulusal kimliklere bölerek İslam halkları arasına Türkçülük, Arabizm, Kürtçülük ve Farsçılık gibi ulusalcı/laik ideolojileri birer duvar gibi örmüşlerdir. Bu duvarlar, kendisini sun’i sınırlarla çizilen “kutsal vatan”lara ve onların sınırlarına, “ulusal bayrak”lara, kendi kardeşini düşman gören uydurma “resmi tarih”lere yol açmıştır.
Her ideoloji Batı destekli kendi despot tek adamını üretmiş, Bu despotlar kendi ülkelerini işgal eden ordularına güvenerek zevkü sefa sürmüşlerdir. Bu zevkü sefayı korumak için de kendi haklarına diğer Müslüman halkların hain-düşman oldukları yalanını atmışlardır. İşte Suriye’nin hazin hikayesinin özünde de bu yatmaktadır.
Bugün sun’i sınırların bizleri ayıramadığını halen atan tek bir yürek ortak bir zihin ve aynı acıyı çeken aynı bedenin organları olduğumuzu hatırlayan, Kitabıyla, geçmişiyle bağını tekrar kuran bir gençlik var.
İşte bu yüzden Kur’ân’a dönerek tekrar, tek adamcılığa karşı Şâhitlik ve Şurâ’yı savunan, Ulus kimlik ve sembollerine karşı Ümmet bilincini vurgulayan bu sebeple sınırları aşarak Türkiye’ye sığınan kardeşleriyle buluşmaya giden bir gençlik hareketi var.
16 Temmuz buluşma tarihini kendisine isim seçen bu hareket, Arap baharı olarak adlandırılan son süreci yönlendirenleri kendi kuşakları olduğunun bilincinde. “Şebâb’ul Arabî” ile Türkü, Lazı Çerkezi Kürdüyle “Anadolulu Gençler” İslam kardeşliği zemininde aynı sese aynı tepkileri veriyorlar. Bu sebeple bir çok cemaat ve yapı’dan gelseler de kendilerini Ümmetçi bir Gençlik hareketi şeklinde tanımlıyorlar. Bundan dolayıdır ki 16 Temmuz Dayanışması, ilan edildiği günden bu yana hem Türk Ulusalcılarının hem de Arap Ulusalcılarının yayın organlarında, hem Sünni mezhepçilerin hem Şii mezhepçilerinin eleştirilerinde aynı şekilde karalanmakta. Bu manidar karalama birliği doğru yolda olduğumuzu gösteriyor…
Tıpkı Tunus’taki, Tahrir meydanındaki, Bahreyn ve Suriye’deki genç kardeşleri gibi barışçıl ve kuşatıcı bir dili önemsiyorlar. Mezhebi ya da etnik çatışmayı körükleyebilecek bir söylemle değil tamamen fıtrî/insanî dolayısıyla insanî halk taleplerini sahipleniyorlar. Siz de yukarıda ifade ettiğim Şahitlik-Şûra ve Fıtrî çizgiye kendinizi ait hissediyorsanız zaten doğal bir 16 Temmuz Gençlik Hareketi gönüllüsüsünüz demektir. O halde haydi oturmak yok. Kardeşlerimiz için bir şeyler yapabiliriz…
YAZIYA YORUM KAT
daha önce antepte yaklaşık olarak 200 kişi sınırda göteri yaptık.istanbul dan gelen olmasına rağmen sayı çok azdı.inşaallah geniş katılım ve sürekli eylemlerle zalimin karşısında durmaya devam ederiz.düzenleyenlerden ellah u teala razı olsun.
Yanıtla (0) (0)Şii ve sünni mezhepçiler kimler? Lütfen birer tane örnek verin...
Yanıtla (0) (0)Samimi bir niyetle yola çıkmanın önemli olması kadar atılacak adımların tedbirli olması da niyetlerin salih amele dönüşmesinde ve Ümmete katkı da bulunmasında dikkate şayandır. Özelde İslam dünyasında genelde yeryüzü coğrafyasında cereyean eden kompleks olgu ve olayları incelerken başvurduğumuz kayn akların birincil olmasına özen göstermemiz gerekmektedir. Bu tarz hareketlerin söylem ve eylemlerini sanal ortamları kaynak olarak yürütmeleri sonuçları açısından yüreklerde taşınan iyi niyetin ortaya çıkmasına engel olacaktır. Tavsiyem o dur ki son süreçteki olayları algılamak ve yorumlamak için birebir bölge ziyaretleri gerçekleştirilmeli ve bölgedeki hareketlerle dirsek teması kurularak görüşleri alınmalıdır. Birincil kaynak niteliğindeki bu süreç göz ardı edilirse samimi niyetler sonuçsuz kalacak hatta olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Her şeyin en iyisini bile Allah'tır.
Yanıtla (0) (0)Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yanıtla (0) (0)sevgili arkadaşlar ortadoğunun kaderini maalesef halklar değil,emperyalistler belirlemeye çalışıyor,halklarada ne yapmaları gerektiği ezberletiliyor,birileride tiyatro oynuyor.lütfen olayları detaylı tahlil ediniz.bizler burada şahit oluyoruzki şuan kardeşlerimiz dediğiniz kişilerle yaklaşık 3 aydır abd,kanada,ingiltere,fransa çok yakından ilgileniyor,suud,katar ve kuveyli petrol kuyu sahibi şeyhlerde hertürlü maddi ve manevi desteği ellerinden geldiği kadar sunuyorlar ve bir şey istiyorlar.inşaallah 3 aydır sınır ötesinde ,berisinde faaliyet gösteren bu kişilerin istedikleri ile sizlerin istedikleri aynı değildir.Ancak söylemlere baktığımda farklı bir şey göremiyorum...bu sınır hareketini gerçekleştirdiğinizde aslında neyi gerçekleştirmiş olduğunuzu lütfen iyi düşünün..buda bizim şahitliğimizdir...bizler görüyoruzki ayet ve hadisleri mızraklarınızın ucuna takarak amerika ve israil siyasetini koruyacağınızı zannediyorsunuz...mülteciler mazlum ve mağdur durumdadır,suriyedeki müslüman kardeşlerimiz zulum altındadır ve bu durumdan kurtulabilmelerinin yolları üzerinde düşünmek siyaset üretmek ve mağduriyeti gidermek yerine oluşturulan rüzgara yelken açılmaktadır.buda en kolay iştir...
Yanıtla (0) (0)harika bir haber
Yanıtla (0) (0)bu hareketin öncülerini kutluyorum
geç kalınmış bir hareket
tüm müslümanların bu harekete katılması farzul ayndır
lütfen büyük katılım olması için uğraşalım
allah yardımcımız olsun
selamlar
Zulme ve zalime karsi malumdan yana tavir almanin oncusu olma yolunda yuruyen bu Hak,Adalet ve Ozgurluk mucadelesinin erlerine ciktiklari yolda,tutuklari iste,giristikleri bu onur ve erdem mucadelesinde Rabbimdan basarilar,muvaffakiyetler diliyorum Allah yolunuzu ve bahtinizi acik etsin,yar ve yardimciniz olsun.Ne mutlu zulme ve zalime karsi seslerini duyuranlara,ne mutlu Haksizliklar karsisinda yezidlere direncin semboli olan Hz.Huseyinlerin yoluna talip olanlara Ne mutlu tagutlarin ve isbirlikcilerinin herturlu karalam,saldiri ve iftiralarina aldirmadan Musluman olma sorumluluk ve bilinciyle hereket ederek Hak ve hakikatin katledilmesine karsi cikanlara vesselam.
Yanıtla (0) (0)Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yanıtla (0) (0)