15 Temmuz'da Tek Suçlu FETÖ mü?
Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit’teki köşesinde kaleme aldığı dün ve bugünkü iki yazısında 15 Temmuz darbesinin arkasındaki tek gücün FETÖ mü olduğu sorusu ışığında analizlerde bulunuyor.
Abdurrahman Dilipak’ın konuyla ilgili “Tek Suçlu FETÖ mü?” ve “Suçlular Aramızda” başlıklı yazılarını okurlarımızın ilgisine sunuyoruz:
Tek Suçlu FETÖ mü?
Tamam hırsız suçlu ama malını koruma altına almayan da sorumlu.. Çuvaldızı hırsıza batırırken, iğneyi de kendimize batıralım. Bir özeleştiri yapalım. Kendi nefsimizi hesaba çekelim.
Metin Özer Haber Vitrini’nde yazmış. İyi bir derleme olduğu için aynen aktarıyorum. “Darbe tehlikesi geçti mi?” diye soruyor ve ekliyor: Yaklaşık 8 bin 500 ajanın çalıştığı MİT, darbe olacağını darbe günü elemanı olmayan bir binbaşıdan öğreniyorsa. Kadrosunda binlerce istihbaratçının bulunduğu Emniyet İstihbarat’ta görevli bir polis şefi başının üstünde uçan F-16’lara bakıp, “Bu sene 30 Ağustos hazırlıkları erken başladı” diyorsa. Yaklaşık 300 bin mensubu bulunan emniyette görevli polis memuru askerleri görünce arkadaşını arayıp, “Devre sokaklarda askerler var. Bir terör ihbarı mı var?” diye soruyorsa. Binbaşı’dan darbe ihbarı alan MİT’in müsteşarı, haberi kesinleştirmek için darbenin başlamasını bekliyorsa. MİT müsteşarı darbeyi bağlı olduğu Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a haber vermiyorsa. Emniyet ve Güvenlikten sorumlu İçişleri Bakanı, darbeyi darbe olduktan sonra fark ediyorsa. Darbeyi haber alan Genelkurmay Başkanı odasında darbenin olmasını bekliyorsa. Darbeciler ülkenin Genelkurmay Başkanı ve 4 kuvvet komutanı’nı yarım saatte içinde derdest edip götürebiliyorsa. Genelkurmay Başkanı’nın yaverlerinin tamamı ve özel kalem müdürü darbeci çıkıyorsa. Fetullahçı hainler son iki Genelkurmay Başkanı’nı en güvenlikli odalarına cihaz koyarak sürekli dinliyorsa ve o başkanlar bunu 6 sene fark edemiyorsa. Derdest edilen Genelkurmay Başkanı, “Darbe gecesi bize çok yardımcı oldu. Onun darbeyle bir alakası yok.” dediği Orgeneral Akın Öztürk darbenin 1 numarası çıkıyorsa. Darbenin iki numarası olan Tümgeneral Mehmet Dişli derdest ettiği Genelkurmay Başkanı ile aynı helikopterde Çankaya Köşkü’ne gelebiliyorsa. Moda’daki düğünde piste çıkan komutanlar karılarının telefonlarıyla darbeden haberdar oluyorsa. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı darbe olduğunu eniştesinden öğreniyorsa. Cumhurbaşkanı’nı korumakla görevli ‘Muhafız Alayı’nın yüzde 90’ı Cumhurbaşkanı’nı öldürmek için hazırlık yapıyorsa. Cumhurbaşkanı’nın 6 yaverinden 5’i darbeci çıkıyorsa. Bir Korgeneral, “Darbe oluyor, havada darbecilerin uçakları var bunları hemen vurun” diyen Başbakan’a, “Sözlü emir olmaz, yazılı emir isterim” diyorsa. Başbakan ve bakanlar neler olduğu anlamak için emekli olmuş eski Genelkurmay Başkanı arıyorsa. Darbeciler 15 gün üst üste, AK Partililerin nargile içmek için akın akın gittikleri Çukurambar’daki bir villada darbe planı yapıyor ve kimsenin haberi olmuyorsa. “Sinek yellense haberim olur” diyen haberciler darbeyi darbe olunca haber yapıyorsa. Emrinde yüzlerce haberci çalıştıran Medya Patronları darbeden bihaber yalılarının üstünde uçan uçakları, “Çok ses çıkarıyorlar” diye karakola şikayet ettiriyorsa. 50 bin Fetullahçı özel bir program aracılığıyla 3 aydır darbenin nasıl olacağını ve neler yapılacağını tartışırken, istihbaratçılar bunu duymuyorsa. Darbe imamı son 10 yılda 109 kez ve son 1 ayda 3 kez yurtdışına gitmesine rağmen hiçbir polis, “Arkadaş sen bu kadar sık yurtdışında ne yapıyorsun ve kime gidiyorsun?” diye sormuyorsa. Yakalanan darbe imamı savcının tutuklama talebine rağmen iki ayrı hakim tarafından 21 dakikada serbest bırakılabiliyorsa. HSYK, 21 dakikada darbe imamını bırakan iki hakim hakkında, 15 gün sonra soruşturma izni veriyorsa. Serbest kalan darbe imamının ardına bir polis bile düşmüyorsa. Bir milyona yakın Müslüman Fetullah Gülen denilen kardinali Mehdi sanıyorsa. Bu ülkede hiçbir ibadet yapmadan sadece Fetullah’ın ağzını sildiği peçeteyi yemekle cennete gideceğine inanan yüz binlerce ahmak bulunuyorsa. Allahü Teala’nın “Örtünün, zinadan ve içkiden uzak durun” emrine rağmen “Takıyye için açılın,dekolte giyin, içki için ve hizmet için gerekiyorsa zina yapın” diyen bir mürtede hâlâ “Hocaefendi” deniliyorsa. Yüz binlerce kişi; Mübarek Peygamber Efendimiz’in Hazreti Meryem ile nikah kıydığını yazan Fetullah Gülen zındığının kitabını başucunda tutuyorsa. Aynı güruh; Allahü Teala’nın açık ayetleri ve Mübarek Peygamber Efendimiz’in hadis-i şerifleriyle aksi bildirmesine rağmen, “Hıristiyan ve Yahudilerin de Cennete gireceğini” savunan bu Papaza, “Hocam ne diyorsa doğrudur” diyebiliyorsa..
İçişleri bakanı diyor ki, “Emniyet istihbaratta 7000 personelden 6500’ü FETÖ’cü”. Böyle bir şey nasıl olabiliyor. Ötekiler çok iyi çalışmış olabilir, peki biz nasıl uyuduk ya da uyutulduk..
Adamlar zaten devleti ele geçirmişler. AK Parti ve Erdoğan’dan kurtulsalar bu iş tamammış. Peki nasıl oldu da kimse bu durumun farkına varmadı. Ya da göz yumdu.. Bu durum saflıkla açıklanabilir mi?
Bütün bunlar olurken, kim nerede idi. Devlet nerede idi. STK’lar nerede idi. Kanaat önderleri nerede idi. O ilim ve hikmet sahibi zatlar nerede idi.. Basın nerede duruyordu. Sermaye sahipleri nerede idi.. Pek azımız işin farkındaydık, ötekiler bu haberlere “komplo” diyordu. “Fitne çıkarmayın” diyordu. Hatta o gün, o gece bile birileri hep birilerinin gözüne baktı, bir işaret beklediler, bir haber beklediler. Ne bir ses ne bir nefes geldi.. Sustular.. Zaten önemli bir kesimin gözleri şaşı bakıyordu. Kim galib gelirse onun yanına koşacaklardı.. Risk almak istemediler..
Bizi Allah korudu.. Kudüslülerin, Gazzelilerin, Moroluların,Myanmarlıların, Suriyelilerin duası Allah’ın yardımına vesile olsa gerek. Ve tabii içimizdeki Allah’ın mümin kullarının dua ve gayretleri.. Allah onlardan razı olsun.
Daha anlatacak çok şey var. Yarın bu konuya devam edelim. MASAK bu işleri takip ediyor mu bilmem ama, yarın da devam edelim, bunların mali ilişkileri konusunda söyleyeceklerim var. Paranın izini sürerseniz, derin ağın kılcal damarlarına kadar ulaşmanız mümkün.. Para nereden geliyor, nereye gidiyor, kim bunlar ve ne yapıyor bu ilişkiler yumağı içinde bu izi sürerek takip edebilirsiniz.
Selâm ve dua ile..
***
Suçlular Aramızda
Bugün, dün kaldığımız yerden devam edelim. Örgüt ağır bir yara aldı ve deşifre oldular.. FETÖ de, PKK da, PYD de, DAEŞ de deşifre oldu ve yara aldı.. Artık herkes biliyor ki, bütün bunlar aynı global çetenin piyonları.
Darbe, terör ve savaşlar uluslararası çetenin servet ve iktidarı için gerekli.
Bu çete dünyayı sömürüyorlar.. 62 “işadamı kılıklı” Global çete mensubu, gıda, ilaç, enerji, kimya, elektronik ve benzer enstrümanlar üzerinden dünyayı soyup soğana çeviriyor. Evet dünya gelirinin yarısı bunlara gidiyor.. Bu çetenin ulusal ajanları da kendi ulusal ekonomi içinde aynı etki ve güce sahipler.. Mesela ulusal 62 zengin de o ülkenin gelirinin yarısını elinde tutuyor..
Mesela Suudi petrolünün altıda 5’i Amerikan-İngiliz şirketlerine gider. Arama, sondaj, rafine, taşıma, satış hepsi batılıların. Sadece yerden çıkan, o adına neft dedikleri renkli ve kokulu su için bir para alırlar. O parayı Kıral aşiret reisleri ile paylaşır ve tabii aslan payını kendi alır. O da maaş, silah, cari harcamalar için, ithalat, taahhüt hizmetleri için kullanılır.. Artan paraları yine Amerikan, İngiliz, İsviçre bankalarında değerlendirilir.. Kıraliyet ailesinin lüks harcamaları için harcanır..
Mesela bizdeki Trump Tower aslında Kuveytlilerin. Kuveytliler parayı Amerika’daki Trump Gayrimenkul yatırım fonuna yatırır. O fon da bu parayı mesela Türkiye’de kullanır, proje, taahhüt, işletme bu fon tarafından garanti edilir. Bu yatırımın yerini aslında Kuveytli sermayedarlar belirler.. Trump’ın Türkiye’deki temsilcisi Doğan’dır ve o bu yatırımı Trump adına yönetir..
Trump’ı kazırsanız altından Doğan, onu da kazırsanız altından Kuveyt çıkar.. Harika değil mi? Müslüman kardeşlerinizle iş yapmak istiyorsunuz, ama aranıza birileri giriyor. Onlar olmadan olmuyor işte..
Türkiye’den paralarını yurtdışına kaçıranlar bu işi iyi bilirler.. Bu paralar orada bir bankaya yatar, sonra o banka bu nakit parayı teminat kabul eder ve size kredi verir, siz de o parayı burada kullanırsınız, sonra da anapara ve kârınızı garantili bir şekilde dışarıya transfer edersiniz.
Bu şekilde mesela İsrail, ABD, İngiltere ve İsviçre’deki bankalar üzerinden de kredi veriyor gibi yaparak Türkiye’deki birçok yatırımın gerçek sahibi.. Bir iki takla attırıp bu parayı Dubai’den de Türkiye’ye yönlendirebilirler..
Almanlar PKK üzerinden serbest bölgede mal üretip, mesela devlete mal satıyor.
Bu uluslararası sistem, iktidarda kim varsa, ona yakın çevrelerin üzerinden yapıyor bu işi. Yani işbirliği yapacakları kişinin ille de Masonlar olması gerekmiyor..
Malki cinayeti böyle bir şeydi mesela.. Mesela aniden zengin olan, bir anda milyarlarca dolarlık iş yapan işadamlarının arkasındaki sermaye kaynağını araştırmak gerek.
Paralel yapı da bu tezgahı çok iyi biliyor ve kullanıyor.. Yapı, sandığınızdan çok daha fazla işadamı, FETÖ’nün gizli ortağı. Kredi kanalları kullanılarak birçok işletmenin gerçek sahibi oluyorlar.. Yani minareyi çalanlar kılıfını önceden dikiyorlar ve uluslararası bankacılık sistemi bu işe çok uygun.
LİBOR çetesi, milyar dolarlık operasyonlar için her zaman sizin ile işbirliği yapmaya hazır. Uluslararası sisteme aidatınızı ödediğiniz, söz dinlediğiniz, verilen görevlerini yaptığınız sürece Dünya Bankası ya da IMF, Uluslararası Bankacılık sistemi ve istihbarat örgütleri size sorun çıkarmayacak, aksine yardımcı olacaklardır. Hatta kârınızı garanti etmek için uluslararası sistem, ufkunuzu aydınlatan, cesaretinizi artıracak tüyolar verebilir ve sigorta sistemlerini emrinize amade kılabilir..
Sisteme sadakatınızda bir kusur yapmazsanız, söz verdikleri kâr ve komisyonunuz garantili bir şekilde içeride ve dışarıda, ihtiyacınıza uygun şekilde size ödeneceğinden emin olabilirsiniz.
Ha! Şunu da size garanti edeceklerdir, eşiniz başını örtebilir, arzu ederseniz her ay umreye gidebilir, hatta dini vakıflara, siyasi partilere cömert bağışlarda bulunabilirsiniz.
Zaten bugünkü Borsa işlemleri, Forex bu işi bilenler için inanılmaz fırsatlar sunabiliyor.. Paralel yapının mali manipülasyonlar için Forex, Borsa ve kumarhaneleri kullandığını hatırlatalım.. Başka yolları da var bu işin. Sanal mülkiyet ve Copyright üzerinden de ciddi mali manipülasyonlar yapılabiliyor.
Paralel çete dünyanın en büyük manipülatörlerinden biri. 140 ülkede bu işleri yapıyorlar. Altın, elmas, tarihi eser kaçakçılığı, para aklama, ne isterseniz hepsi var.. Bu işi sadece kendileri için değil, uluslararası sistem adına yapıyorlar.. İşin daha bu yönü deşifre edilmedi..
Paralel yapının elinin altında bir sürü, paralelin de paraleli örgüt var.. Düşünsenize, Emniyet istihbaratta 7000 personelden 6500’ü FETÖ’cü.Peki bu istihbaratçılar nerelere sızmıştı. PKK’da da varlar, DAEŞ’te de.. El Nusra’da da.. Askeri istihbaratta da varlar. MİT’de de.. Türkiye’deki diğer dini grublara da sızdıklarını biliyoruz.. Birçok firmaya da. Onların bilgi işlem, güvenlik, temizlik, sekreterya, mali ve hukuki işlemlerine de sızdıkları için sızdıkları yerlerden sızdırdıkları bilgilerle örgütün tehdit ve şantajına açık hale getiriyorlar.. Bunların kendilerine bağlı kriptolardan çok daha fazlasını mali açıdan menfaat sağlayarak ve birilerini tehdit ve şantajla kendi yanlarına çekerek kendi yanlarına çekiyorlar..
Yarım asırlık bir örgüt, çeyrek asırdır bir plan yapıyor ve 25 saatte yıkılıp gidiyor..
Bu yapının ve bunlara destek veren uluslararası sistemin bunu kabul etmesi kolay olmayacak. Ki o sistem bugüne kadar neye el atmışsa almış. İlk kez başarısız oluyor.. Onlar buna hazır değildi. Hâlâ bu şokun etkisinden çıkabilmiş değiller.. Kendilerinden emin oldukları için güçlü, uygulanabilir bir alternatif planları yoktu.
Bugün yeni bir gün.. Bugün düne göre daha güçlüyüz. Artık kendine güvenen ve Allah’ın yardımını arkasında gören bir halkımız var.. Devletini, ordusunu, polisini kurtaran bir halk var..
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Selâm ve dua ile..
Kaynak: Yeni Akit
HABERE YORUM KAT