12 Eylül darbecileri hani yargılanamazdı?
Dünkü gazetelerde, hızlı bir dönüş göze çarpıyordu.
Düne kadar “Olmamış darbenin faillerini yargılıyorlar, olmuş darbenin sanıklarına dokunmuyorlar” diyorlardı..
12 Eylül darbesinin sanıklarından Nejat Tümer’in ölümü ile birlikte, hemen oğlundan demeç alıyorlar: “Babam, onlara bu zevki tattırmadı.”
Savcıya ifade vermemeyi, bir onur gibi göstererek, nerdeyse “savcıya ifade vermemek için öldüğü”nü söyleyecek!
O; oğludur, olayı böyle yorumlayabilir de..
Düne kadar 12 Eylül darbecilerinin aleyhine yazanlara ne oluyor?
Onlar niye “94 yaşındaki sanık” başlıkları ile, olayı dramatize etmeye kalkışıyorlar?
Bakın, Hürriyet gazetesinden Yalçın Doğan, 1 Mart 2011’de ne yazmış: “Referandumda milleti ve bu arada bazı safları, üstelik aklı başında geçinen anlı şanlı yazarları evet oyu için uyutma yollarından biri de, 12 Eylül’le hesaplaşmak değil mi? Gerçi, referandumda ilgili maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül ile hesaplaşmak arasında hiç bağ yok ama olsun, yine de darbelerle hesaplaşmak gibi, delikanlı bir proje önümüze gelmiyor mu? Harbiden geliyor.
Geliyor ve anayasanın o maddesi kalksa bile, 12 Eylül’den hesap sorulamayacağı gün yüzüne çıkıyor. Bilenler önceden biliyor ama, ne çare.”
Evet, bu satırların sahibi olan çene sakallı zat, Kenan Evren ve şürekasının ifadeye çağrılması ile, birazcık olsa utanç duydu mu acaba?
“Aklı başında anlı şanlı yazarların uyutmaları” ifadesinden dolayı, özür dileyecek mi acaba?
Sadece Yalçın Doğan değil.
Bir de M.Yakup Yılmaz’ın yazısını verelim..
Onun yazısı, biraz daha eski.. 12 Eylül referandumunun hemen ertesi günü, 13.9.2010’da, Hürriyet’te yayınlanan yazı şöyle: “Bu ‘elma şekerlerinin’ bir tanesi var ki, nasıl bir kandırmaca olduğunu görmemiz için çok beklememiz gerekmeyecek. ‘12 Eylül darbecilerinin yargılanacağı’ iddiasından söz ediyorum. Memleketimizde şu anda gerçekleşmemiş askeri darbe iddialarına karşı davalar açıldı, yürüyor. Demek ki artık bu konularda tecrübeli savcılarımız var. Bunun için kimsenin bir suç duyurusunda bulunması da gerekmiyor, bu takibi şikâyete bağlı bir suç değil zaten. Anayasa’nın koyduğu engeller kalktığına ve hükümetimiz de bu değişiklikle darbecilerin yargılanacağını söylediğine göre savcıların harekete geçmelerinin tam zamanıdır.
Görelim bakalım kim doğru söylüyormuş? Darbecilerin yargılanacağını söyleyenler mi, yoksa bunun göz boyamak için Anayasa değişikliği metnine konulmuş bir hüküm olduğunu söyleyenler mi?”
Müstehcen resimler üzerine uzman olan bu beyefendi, 13 Eylül’de yazdıkları ile, bugün tam bir fiyasko yaşıyor..
Ama, hiç bozuntuya vermeden, hükümet aleyhtarı yazılarına devam ediyor. Yok sansürmüş. Yok YGS imiş..
Bekleyelim bakalım, bir pişmanlık ifadesi kullanacak mı yazılarında..
Bir de hukukçu geçinen, Yargıtay’ın bir tetkik hakiminden alıntı yapalım..
Bunun sözleri, çok çok yeni..
8 Mayıs 2011’de yayınlanan röportajında, YARSAVeski Başkanı Emine Ülker Tarhan hanımefendiye soruyorlar: “Darbecilerin yargılanabileceğine inanıyor musunuz?”
Politikaya da soyunduğuna göre, biraz esnek bir cevap verir diye düşünüyorsunuz değil mi?
Buyrun yıllarca bu ülkede tetkik hakimliği yapmış, kimi dosyada insanların hapse girmesini, kimi dosyalarda ise cezaevinden çıkmasını sağlayan raporlara imza atmış Emine hanımın cevabı: “Keşke yargılansalar, ama inanmıyorum. Bu bir illüzyondur. Özgürlük illüzyonları satıyorlar. Bu düzenleme ile gerçekten yargılanmalarını olanaklı görmüyorum.”
Sadece “Yargılanacaklarına inanmıyorum” dese, tabii ki itiraz etmemize gerek yok.
Ama ne diyor, hakimimiz?
“Bu düzenleme ile yargılanmalarını olanaklı görmüyorum!”
Şimdi gördün mü Emine hanım.
Savcının, darbecibaşı Kenan Evren’i ifadeye çağırdığı tarihi, not aldın mı?
Yaz o tarihi bir kenara..
“Senin mümkün değil” dediğin, gerçekleşti..
Yargılama, savcılık aşaması ile başladı..
İddianamenin düzenlendiği gün de, artık evinde sakladığın hukuk diplomanı, yırtar atarsın değil mi?
Yırtmazsan da, sen bilirsin..
Ama sen emin ol; rehberlerde “hukukçu” başlığı altındaki ismin, artık silinip atılacaktır.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT