11.02.2011
Biz bekliyorduk ki, gece yarısından önce Mübarek son konuşmasını yapıp veda edecekti..
Ama gitmedi.. ABD ve İsrail, Mübarek’e gizli destek veriyor.. Avrupalılar Baradey’in arkasında, Ama ABD, Firavunu feda etmek istemiyor. Hem ABD’nin eski tetikçilerine sahip çıkmadığı imajı, öteki geride kalanları korkutuyor, hem de İsrail Mübarek sonrasından rahatsız.. Korkuyor.. Kendini yalnız, çaresiz, köşeye sıkışmış hissediyor.. Amerika şimdi Mısır’a yeni bir Firavun arıyor.. Obama ile Mübarek arasında farkı fark edemiyorum bu süreçte ben. Ya siz!
David King Udall”ın Mormon çocuğu Mark Udall’a göre ise “Mısır’ın yeni bir Mustafa Kemal’e ihtiyacı var.” Sonra da İnönü’ye, Bayar’a, daha sonra asmak için bir de Menderes gerek, Gürsel, Evren gerek. Çevik Bir gerek, Tansu Çiller gerek..
Mr. Udall öyle az uz bir kişi değil. Silahlı Hizmetler Komitesinde Terörizm ve Sıradışı Tehditler, Bilim ve Teknoloji Komitesi, Uzay ve Havacılık, Enerji ve Çevre, Doğal Kaynaklar, Milli Parklar, Orman ve Kamu Arazileri Su ve Güç Altkurulu, Enerji Verimliliği, Yenilenebilir Enerji konularında çalışıyor. ABD’nin en köklü ailelerinden birinin üyesi.. NATO Parlamenter Asamblesi, Tarım Komitesi, Küçük İşletmeler Komitesi.. Yani laf olsun diye söylemiyor bunu. Gevezelik olsun diye de değil..
Oysa Mısır kendi Erdoğan’ını arıyor.. ABD ve İsrail de bunu görmek ve bunu duymak istemiyor..
Bana kalırsa Atlantik ötesinden gelen açıklamalar Mübarek’in saçmalıkları kadar sinir bozucu..
Mevlid Kandili ve “Sevgililer günü” aynı güne denk geldi. Bakarsınız, (La) Mübarek ülkeyi terk eder ve Mısır devrimi de aynı gün gerçekleşir.. O gün günlerden Cuma.. Tarihe bakar mısınız, doğru da okusanız, tersinden de okusanız aynı tarih.. Birileri bu tevafuk üzerinden birçok yorum üretebilir..
Diyanet İşleri Başkanı, Mevlid Kandili’ni “Valentine day” ile te’vil yoluyla telif etmeye çalıştı ama, zor iş.. Biri gelenek temelli dini bir gün, ötekisi ise tam anlamı ile ladini, bir başka deyişle seküler..
Hadi biraz bu işi kurcalayalım. Önce, aslında bugün çok seküler ve la dini bir şekilde kutlansa da köken itibarı ile Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan bugün, Valentine ismindeki bir rahibin adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıktı. Onun için “Aziz Valentin Günü” (İngilizce: St. Valentine’s Day) olarak bilinir. Aslında bu gelenek Hıristiyanlığa da başka kaynaklardan geçti: Antik Yunan takvimlerinde, ocak ayı ortası ile şubat ayı ortasının arasındaki zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera’nın evliliğine adanmıştı. Hıristiyanlığa da nereden geçtiği anlaşılıyor.
Antik Roma’da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanıyordu. Bugün, tapınak görevlileri tarafından tanrıya keçi kurban edilirdi.
Lupercalia bayramının öncesinde 14 Şubat’ta genç erkeklerin genç kızların isimleri yazlı kura çekerek bayram boyunca ‘çift’ olma alışkanlığı vardı. 469’da Papa bu gayri-Hıristiyan bayramını yasaklayarak sadece azizlerin adı yazılı kaseden kura çekilişine izin verdi. 14 Şubat gününe kayıtlı Valentine adında 3 aziz ortaya çıkmıştı ve kurada onların adının çıkması çekilişe katılanları mutlu ediyordu.
Kimi tarihçilere göre Valentine adına anlatılanlar sadece bir efsanedir. Ama Valentine’nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilince bugün dini bir hüviyet kazanmış oldu. 14 Şubat, 1800 yıllarda ABD’li Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay haline geldi. Kapitalist ekonominin yükselişi ile bugün bir tüketim çılgınlığı için uygun bir vesile olma özelliği kazandı.. Ama bu arada ilginçtir; 1969 yılında kilise, takviminden Aziz Valentine gününü çıkarmıştır. Bugünün artık kilise ile de bir bağı kalmamıştır..
Hani sevgililer günü ile, “sevgililer sevgilisi” arasında bir bağ kurmak mümkün mü diye düşünüyorum da, şimdi bunun “sevgililer sevgilisi” ile ne ilgisi var.. Tabii ki hiçbir ilgisi yok.. Sadece tarihi denk geliyor.. Yoksa kilise bile artık bugünü reddediyor.. Temelde “Kutlu Doğum Haftası” ya da “Veladet Kandili” olarak bilinen gün de, dinden kaynaklanan Kur’an ve sünnetle temellendirilmiş bir gün değil. Sadece Peygamberi anmak için bir vesile olarak kutlanan Müslüman toplumların kültürel bir etkinliği olarak görülmesi gerekiyor.. Yine de Müslüman kimlikli kişiler eğer sevgililer gününe ilgi duyuyor idi iseler, herhalde bu vesile ile bu konunun üzerinde bir kez daha düşünmelerine vesile olacak bir durum sözkonusu.. Zaten onun için de media ve piyasa, o günü Veladet Kandili öncesi veya sonrasına kaydırma hesabı içindeydi.. Mevlid Kandili’nde birileri camilerde mevlidler, mersiyeler, kaside-i bürdeler okurken, birileri de gidip meyhanede kafa çekecek. Hani seküler takılanların “Hz. Muhammed’e (SAV) ya da Hz. İsa’nın (AS) peşinden gittiğini söyleyenlere itibar ettikleri, onlara yarandıkları yok. Onların derdi başka.. Aşk dedikleri cinsel tutkudan başka bir şey değil.. Bu vesile ile Veladet Kandilinizi tebrik ediyorum. Selâm ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT