1 gazeteciyi destekleyip 25’ini boşveren dernek!
Cuma günü, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde aleyhimize açılan ceza davaları sebebi ile duruşmalarımız vardı.
Benim bir tane.. Hasan Karakaya ağabeyin birleştirilen iki dosyadan birden.
Muhabirlerimiz Murat Alan’ın, Kenan Kıran’ın vs...
Ne yapmışız da yargılanıyoruz?
Gündemdeki konuları eleştirmişiz. Aktüel olayların haberini yapmışız.
Ne gibi mesela?
Mesela, eski HSYK yapısını eleştirmişiz. Kuruldaki bazı üyelerin Ergenekon davasına bakan hakimlerin yerini değiştirmek istediklerini yazmışız.
Mesela; bazı hakimlerin, özel olarak İstanbul’a gönderilip, Ergenekon davası kapsamında tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verdiğini, sonraki günlerde de tüm sanıkların tahliye edilmelerinin beklenmesi gerektiğini yazmışız. (Daha sonra HSYK’nın yapısı değişince, o süreç engellenmiş oldu.)
Bu yazdıklarımız sebebi ile yargılanıyoruz.
Sadece biz değil, tam karşı cenahta yazılar kaleme alan, bizim aksimize Ergenekon davasına ağır eleştiriler yönelten Nedim Şener de, aynı gün farklı bir yazısı için hakim önünde..
Aynı mahkemede, aynı hakimin önünde..
Aynı gün, aynı saatlerde sanık konumundayız.
Yazdıklarımız için yargılanıyoruz.
Ama aramızda bir fark yaşanıyor.
Nedim Şener duruşması başlamadan hemen önce, kalabalık bir grup, Gazeteciler Cemiyeti’nin önderliğinde hemen duruşma salonunun önünde bitiveriyorlar..
Nedim Şener’in duruşmasını izliyorlar..
Hemen oracıkta açıklamalar yapıyorlar..
Veeee.. Şener’in duruşması bitince, adliyeden ayrılıyorlar.
Ayrılırken de, Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen adliyeye gelen kişi, çifte standartın çok güzel fotoğrafını çekip, bize kendi eli ile teslim ediyor: “Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün 29 duruşma vardı. Bunların 26’sı basın davasıydı.”
Evet o gün Nedim Şener’in bir, bizim 10 duruşmamız vardı. 15 de farklı gazetecilerin davası vardı..
Ama ne yazık ki, Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen adliyeye gelenler, sadece bir duruşmayı izleyip, diğer 25 basın davası dosyasının aynı adliyede, aynı mahkemede, aynı saatlerdeki duruşmalarını izlemeden, çekip gittiler..
Çifte standartın en güzel örneğini bize sundular..
Bazı gazetecilere sahip çıkarken, bazı gazetecilerin yargılanmasına “oh olsun” gözüyle baktıklarını bir defa daha tescillediler..
Bilmiyorum, bu derneğin temsilcileri, bundan sonra hangi yüzle, gazetecilerin haklarını koruduklarını iddia edecekler?
Hangi yüzle, basın özgürlüğünden bahsedecekler?
Hangi yüzle, gazeteciler arasında ayrımcılık gözetmediklerini iddia edecekler?
Veya onlar bu iddialarda bulunsalar da, onlara kim inanacak?
Sen sabahın erken saatinde, kalk Bakırköy Adliyesi’ne gel.
Bir tane basın davasını izle..
Sonrasındaki 25 basın davasını izlemeden, çek git.
Basın davalarını izlemek için oraya geldiysen, o da basın davası, bu da..
Gazetecilerin sanık olduğu davaları izliyorsanız, o davada da sanık gazeteci, bunlarda da.
Gazetecilerin, gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılandıkları davaları izliyorsanız, o dava da gazetecilik faaliyetinden kaynaklanıyor, bunlar da.
Amacınız gazetecilerle dayanışma ise, izlediğiniz duruşmada da sanık olan kişi gazeteci, diğerlerinde de..
O halde?
Nedim Şener’in davası niye bu kadar ilginizi çekiyor da, diğer 25 basın davası ilginizi çekmiyor?
Söyleyin anlı şanlı gazeteciler!..
Objektiflikten dem vuran basın mensupları!
Basın İlan Kurumu’ndan milyarları alırken, “Gazetecilerin menfaati için harcıyoruz” diyen, sonra bir avuç azınlığa hizmet götüren dernek yetkilileri!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT