
Yazarlara Boykot Listesine Dair...
Boykot listesinde ismi geçen 'dokunulmaz' abiler, ablalar en azından savaşın tarafı olan masumların gönlünü almak adına bu suçlamalara karşı ciddi cevaplar verecekler mi?
HAKSÖZ-HABER
Geçtiğimiz günlerde Suriye’ye dair görüşleri dolayısıyla bazı yazarlar hakkında sosyal medya üzerinden boykot çalışması başlatılmıştı. Suriye’ye dair Şebbiha denilebilecek simlerin yanı sıra İslami camiadan isimlerin de bulunması dikkat çekmişti. Bu yazarların önemli bir kısmı “3. Yol Mümkün” şeklinde özetlenecek bir bildiriye imza atmışlardı.
Sosyal medyada büyüyen boykota dair “Biz Gazzeliler ile Suriyelilerin canlarını eşit ve aynı derecede aziz gören Türkiyeli Müslümanlardanız.” diyen boykot çağrıcıları bir blog site açmışlar ve ismi geçenlerin Suriye görüşlerinin –değiştirilmediği müddetçe- referans alınmaması ve o yazarların etkinliklerine katılınmaması çağrısında bulunarak konuyla ilgili görüşlerine dair br arşiv yayınlamışlar.
İşte boykot çağrısıyla ilgili bir görsel ve açılan blog sitenin linki:
-------------
Konuyu bugün Abdurrahim Boynukalın, Yeni Şafak’ın internet sayfasındaki köşesinde değerlendirdi. Boynukalın'ın yazısını yorumlarınıza açıyoruz:
***
Yazarlara Boykot Listesine Dair...
Abdurrahim Boynukalın / Yeni Şafak İnternet
Bir süredir, çoğunluğunu İslami camia yazarlarının oluşturduğu bir boykot listesi sosyal medyada dolaşımda. Afiş şeklindeki görselin alt tarafına yerleştirilen metinde; "Suriye iç savaşında mezhep taassubu ve politik hırslarından dolayı tavır almayan yahut alamayan insanların, Gazze meselesinde ortaya koydukları hassasiyetin sahte olduğu" iddia ediliyor ve insanlara mezkur yazarların eserlerini paylaşmama-okumama üzerinden inisiyatif almaları noktasında çağrı yapılıyor.
Listenin yayılmasından sonra ortaya çıkan tepkiler oldukça farklı. Destekleyenler, karşı çıkanlar, ortada duranlar, kalp kırmaktan korkanlar.
Öncelikle yazarlara boykot çağrısının, kişilere değil eserlere yönelik olması hasebiyle "yanlış" bir dile sahip olduğu eleştirisi yapılabilir. Sevdiğimiz isimlerin listede olmasından dolayı korumacı bir refleks göstermek anlaşılabilir ve oldukça insani gerekçelerle mazur görülebilir. Yıldız Ramazanoğlu, Cihan Aktaş, Mustafa İslamoğlu gibi isimlerin Hüsnü Mahalli, Kenan Çamurcu gibi nereye bağlı olduğu belli olmayan tiplerle aynı listede yan yana olmasına karşı; "eşitlemenin adaletsizliği ve kabalığı" minvalli bir sitem de geliştirilebilir.
Ancak listenin özellikle mütedeyyin camiadaki özeleştiri mekanizmalarını harekete geçirme noktasında önemli bir tartışmayı başlattığı muhakkak. Kampanyayı başlatan isimlerden birkaç tanesiyle bundan yaklaşık bir sene önce, yazarı olduğum Sancaktar dergisinin El Kaide'ye yönelik eleştirileri sonrasında başlayan tartışmalarda karşı karşıya gelmiştik. Özellikle Hakan Albayrak abiye karşı twitter üzerinden yapılan hakaretleri, onur kırıcı sözleri unutabilmem mümkün değil. Kendileriyle siyasal duruş anlamında taban tabana zıt düşündüğüm onlarca konu mevcut.
Yine de Suriye iç savaşı gibi hayati bir meseleden dolayı ortaya konulan argümanlar incelenmeye değer. (evetboykot.blogspot.com.tr)
Boykot çağrısı yapanlar özetle;
Listedeki entelektüellerin imza attıkları "Suriye'de Üçüncü Yol Mümkün!" bildirisine oldukça tepkililer. Özellikle, metinde geçen 'henüz kim tarafından gerçekleştirildiği bile kesin olarak ortaya çıkarılamamış olan kimyasal silah kullanılması gerekçe gösterilerek…' cümlesini objektiflik müsameresi olarak görüyorlar. ABD emperyalizmi ile Rusya ve İran'ın vahşete su taşıyan politikalarını aynı derecede lanetliyorlar. Ve bildiriye imza atan isimlerin, ortaya çıkan onca katliamdan sonra hala bölgedeki bütün tarafların masaya oturarak barış çalışması yapması gerektiğine dair düşüncelerine şiddetle karşı çıkıyorlar.
Hazırladıkları arşiv çalışması ilginç.
Cihan Aktaş'ın "İsrail karşıtlığından arındırılıyor bölge. Suriye meselesini bir de buradan okumak gerek" twiti, Ayhan Bilgen'in Gezi Parkı olayları esnasında yaptığı "Taksim'in Suriye'den ne farkı var?" paylaşımı, Mustafa İslamoğlu'nun içinde "Türkiye İran'a diyecek ki senin bölgede ki nufuzunu kabul ediyoruz. Senin Suriye üstündeki nüfuzunu kabul ediyoruz. Tamam Suriye senindir" cümlelerinin geçtiği konuşması, İsmet Özel'in "insanlar Beşşar Esed yok halkını öldürüyormuş da falan filan gibi manyakça ifadeleri ciddi ifadeler kabul ettiler" çıkışı, Atasoy Müftüoğlu'nun "Suriye'deki muhalefet emperyal güçler tarafından imal edilmiştir ve bunlar hala ABD, İngiliz, Kanada ve Türk yöneticiler tarafınfan yetiştirilmeye devam etmektedir" analizi ilk göze çarpan hatırlatmalardan..
Uzunca bir süre düşündükten sonra benim vardığım sonuç ise şu; adalet denen kutsal şey; sadece sevmediklerimize değil, sevdiklerimize karşı da kaybetmememiz gereken bir haslet. "Listede bulunmasından rahatsız olduğumuz isimler, Suriye meselesinde hala aynı kıvamda mı düşünüyorlar?" sorusu oldukça muhim. Zira, bizim kırılan kalplerimizin onarılması kolay. Esas mesele; ahiret gününde eşleri gözleri önünde katledilen, çocuklarına tecavüz edilen insanların yüzlerine bakabilecek bir duruş geliştirmek.
Bir diğer mesele, boykot listesine karşı geliştirilen "faşizm" ve "din tüccarı tekfirciler" etiketleri. Üzgünüm. Bahsi geçen isimlerin eserlerini görmezden gelme ve okunmamasını teşvik etmenin bu tavırlarla eşitlenecek hiçbir yanı yok. İnsanlar günümüz iletişim dünyasında -hakaret ve onur kırıcı ifadelere başvurmadan- istedikleri herhangi bir meselede eleştiri hakkına sahipler. Hoşumuza gitse de gitmese de durum bu.
Nihal Bengisu Karaca, Hilal Kaplan gibi isimlere her gün sosyal medyadan ahlaksızca küfürler yağdıran paralel yapı yazarlarına ses çıkarmayan bizim camia erkeklerinin, kendilerine daha yakın isimlere karşı takındıkları hassas tavır ise can sıkıcı bir başka durum.
Yakın olduğumuz insanların bu zamana kadar biriktirdiği ilişkiler; bizleri " hassas dengeler" için susmamızı öğütleyen pozisyonlara itiyorsa "mü'minler birbirlerini temizleyen iki el gibidir" öğretisini ıskalamış olmuyor muyuz? Günlerdir bu soruyu ilk başta kendime soruyorum.. Ve boykot listesinde ismi geçen "dokunulmaz" abilerin, ablaların en azından savaşın tarafı olan masumların gönlünü almak adına bu suçlamalara karşı ciddi cevaplar vermelerini bekliyorum.
Biz hak etmesek de, onbinlerce çocuk bunu hak ediyor.
HABERE YORUM KAT
Hiç kimsenin hatırı Hakkın hatırının üstünde değildir. Ne bu cahili yazarlar eleştirilmez anlayışı. Bunların yazarlığı da tartışılır. Hangisinde derinlikli bir fikir var? Çoğu İran adına iş yapıyor.
Yanıtla (1) (0)Bu isimlere ve düşüncelerine çok şiddetli bir karşı çıkış yapılabilir, doğaldır, doğrudur. Fakat insanların üstünü böyle çizmek, ötekileştirmek ne olursa olsun doğru değil, hepimiz zararlı çıkarız, nitekim çıkıyoruzda...
Yanıtla (0) (0)Son derece haklı bir kampanya.. Durdukları konum direk Esedi/Baası destekliyor.. Yok biz Rejmi desteklemiyoz da ama muhaliflerde Abd Oyunun oyuncuları gibi abuklamalar yapan sivri zekalı yazarlarla selamı sabahı kesin..
Yanıtla (1) (0)Bence bu tartışmları başlatanlar ile tartışmaya konu olanlar bir şekilde bir araya gelip konuşup
Yanıtla (0) (0)mantıklı bir çözüm üretseler 'ortayol' müslümanca bulunmuş olur.
Yoksa hep bölünme, hep bölünme nereye kadar devam edecek bu?
EVET abdurrahman bey hepsine katılmasam da gayet makul bir yazı ele almış.
Yanıtla (0) (0)Keşke herkes görüşlerini ve eleştirilerini böyle ele alsaydı. Bu ümmet için çok daha faydalı olurdu.
fakat boykot sayfasına baktım . hiçde makul bir işe benzemiyor.
AÇIKÇASI BENDEN DEĞİLSEN YAŞAMAYA HAKKIN YOK DÜŞÜNCESİ HAKİM.
ben inanıyorum ki suriye şu an bir çıkmaz ve tek çıkış yol da ÜÇÜNCÜ YOLDUR.
Hucurat 9. ayet de bunu emrediyor. Acaba biz o birinci yol olması gerekirken fakat 3. yol deyip bunu dile getirenleri adeta lanetlerken hiç düşündük mü?
acaba en başta 3. yol dediğimiz o yolu deneseydik surİYE de 100 binlerce masum insanın katedilmesi ve yurdundan edilmesinin önüne geçemez miydik?
BİR DE BURADAN BAKALIM OLAYA
Kampanyanın özeti: "Ya bizim söylediklerimizi söyleyin, ya da sizi dinlemeyeceğiz." Hayatımda böyle saçma kampanya görmedim.
Yanıtla (0) (0)"hikmet müminin yitik malıdır onu nerede bulursa alsın" diyen bir peygamberin ümmetinin müntesipleri bu konudaki tavırlarından dolayı alimlere yazarlara boykot geliştirmelerinin akılla mantıkla hikmetle izah edilir yanı yoktur.bu arkadaşların elinde imkan olsa kitaplarını yakar sahiplerini asarlar mı diye düşünmeden duramıyorum.fikirleri boykot onları inkar/imha ancak cahilleri bağnazların işi olabilir.sevmeyebilir onaylamayabilirsiniz ama üstüne çarpı atmanın insani bi tarafı yoktur..
Yanıtla (0) (0)Abdurrahim bey gayet adil ve oturaklı bir yazı yazmış, artık top ortaoyuncularda, hiç oraya buraya kıvırmasın, cevap versinler!
Yanıtla (0) (0)Hakan y. çok haklı yazarlar boykot edilmemeli, değerli eserlerinden mahrum kalınmamalı. İşe Selman Rüşdü'den başlayalım, ne dersiniz? Hem böylece İrancılarla Aydınlıkçılar arasında süregelen flörtün önündeki engellerden biri de kalkmış olur!
Yanıtla (0) (0)Gazze'nin bile israili boykot etmede eli kolu bağlı, elektrik, su dahası herşeyde çaresiz. bizim cenaha gelince kim (islamoğlu hariç) o saydıklarınızdan birinin kitabını almış yada alır, yine bizim cenahtan kim hdp'li biriyle yan yana yürür vs...
Yanıtla (0) (0)yazar kardes atasoy müftüoglunu bir kere daha dikkate alsan
Yanıtla (0) (0)merak ederek "evet boykot" deyip blog sayfası açan kardeşlere soruyorum:
Yanıtla (0) (0)Siz kimsiniz? isminiz ne? yani insanların ismini açık bir şekilde deklare ediyorsanız, iddia sahipleri olarak aynı netlikte kendinizi ortaya koymanız gerekmez mi?
2. Eline kalem alıp insanların ismini çizmek bunu ilan etmek ne kadar doğru, ahlaki, hikmetlice? Evet büyük bir katlimı çok farklı şekilde yansıtarak direnişi karalıyor olabilirler. Her isabet etmeyen, tavrıyla günaha giren müslümanı sizin yaptığınız gibi ilan etmek, boykot etmek mi gerekir? o zaman kaç tane yapı, kaç tane müslüman kalır elde? 7-8 yıllık islami mücadelemde içinde olduğum yapı da dahil olmak üzere her yapının kabul edilemeyecek derecede isabetsizliklerine, pisliğine muhakkak tanık olmuşumdur? bütün cemaatleri boykot mu edelim ne yapalım ?
3. Fikirler, eserler, makaleler boykot edilebilir mi? o halde onlar sözü dinlerler en güzeline uyarlar ayetini nasıl değerlendireceğiz.