Birgün’de “Ensar Vakfı Mersin’de okullarda seminer veriyor” başlığı altında sunulan haber şöyle:

Karaman’da 45 çocuğa taciz vakasıyla gündeme gelen Ensar Vakfı, Mersin’de çeşitli okullarda ‘Namazla Diriliş’ adlı seminer vermeye başladı. Seminerleri, çeşitli gazetelerde yayınlanan Atatürk aleyhtarı yazılarıyla tanınan yazar Zehra Türkmen veriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında 2014 yılında imzalanan protokol uyarınca Mersin’deki bazı okullarda ve kız öğrenci yurtlarında ‘Namazla Diriliş’ adlı seminerler veriliyor.

Mersin Milli Eğitim Müdürü Adem Koca imzasıyla yayınlanan 15 Kasım 2016 tarihli yazıda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında imzalan protokole atıfta bulunularak Ensar Vakfı Mersin Şubesi’nin belirlediği 5 eğitim kurumunda seminer vermek istediği belirtildi. Yazıda, “Ensar Vakfı tarafından ekli programda adı geçen okul ve kurumlarda eğitim ve öğretimi aksatmadan, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kontrolünde ve tüm sorumluluğun okul müdürlüğünde olması kaydıyla seminer verilmesi uygun bulunmuştur” denildi.

Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onay yazısının ardından, İslamcı gazetelerde yazıları yayınlanan Zehra Türkmen Ahi Evran İmam Hatip Ortaokulu, Fatma Zehra Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde, Mezitli Kız İmam Hatip Lisesi’nde, Yenişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde ‘namaz ve diriliş’ adlı seminer vererek öğrencilerle buluştu. Türkmen ayrıca Kredi ve Yurtlar Kurumu kız öğrenci yurdunda kalan öğrencilerle de bir araya gelerek seminer verdi.

Atatürk’e faşist demişti

Ensar Vakfı Mersin Şubesi’nin ‘namazla diriliş’ adı altında düzenlediği seminerlere konuşmacı olarak katılan Zehra Türkmen, Milat ve Haksöz gibi dinci gazetelerde yayınlanan yazılarıyla tanınıyor. Türkmen, şimdilerde FETÖ üyesi olmakla suçlanan Mümtazer Türköne’nin “Atatürk ideolojisi faşist bir ideolojidir” şeklindeki sözlerine destek veren yazarlar arasındaydı. Türkmen, 2012 yılında şunları yazmıştı: “Evet, Mümtazer Türköne aslında gerçekleri söylemişti. Çünkü Atatürk ideolojisi bir darbeler ideolojisiydi. Mart 1923 I. Meclis, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerinin arka planında Kemalist ideolojiyi yaşatmak ve Cumhuriyeti korumak yatıyordu. Yaşarken Stalin dışında hiçbir siyasi liderin heykeli yoktu. Ama tüm ülkede Mustafa Kemal heykellerinin hala belirleyici özellik taşıması Kemalizmin faşist bir ideoloji olduğunu göstermez mi? Ve Mustafa Kemal'i korumak adına yürürlükte tutulan 5816 Sayılı Kanun, Atatürk ideolojisi adına insan haklarını, düşünce özgürlüğünü, seçme serbestisini mi ifade ediyor? Bugün hala tabularla ve kişi kutsamalarıyla insanların inançlarına prangalar vurulup, özgür düşünceleri ve fiziki özgürlükleri ellerinden alınıyorsa bu darbe değil midir, ya da bu faşizmin ta kendisi değil midir?”