1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Bursa’da “Kürt Sorunu" Konferansı
Bursa’da “Kürt Sorunu Konferansı

Bursa’da “Kürt Sorunu" Konferansı

Özgür-Der Bursa Şubesinde yazar Hamza TÜRKMEN’in sunumuyla “Ulusçuluk-Kürt Sorunu-Demokratik Açılım” konferansı gerçekleştirildi.

02 Ocak 2010 Cumartesi 04:06A+A-

Ördekli Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansta, "Ulusçuluk çıkmazı, Kürtler ve çözüm arayışı" kitabından yola çıkarak; varolan sorunların İslami açıdan yeniden yorumlanmasına yönelik gündem değerlendirilmesi yapıldı. TÜRKMEN konuşmasında:

-          "Ulus devlet" tabirinin batı medeniyetinin tarihsel köklerinin bir sonucu olduğunu; Sovyet bloğunun çökmesinden sonra tek kutuplu hale gelen dünyanın bu gücü elinde bulunduran batı emperyalizminin kapitalizmi küreselleştirerek "ulus devlet" ve "ulusçuluk" olgusunu restore ettiğini belirtti.

-          Türkmen, Batıdan alınan "ulus devlet" fikri ile üretilmeye çalışılan "türk milleti" kimliğinin; jön Türklerle başlayan Türkçülük fikrinin bir süreği olduğunu, esas itibariyle hem doğuda hem de batıda sıfat olarak ifadelendirilen "türk" vasfının bu projenin üstkimlik kısmın oluşturduğuna; günümüzde ırk üstünlüğüne dayanan türk ulusçuluğunun tarihsel gelişimini; ortaasyadan mevcut topraklara göç etmiş oğuz boyuna mensub, totem olarak ta "bozkurt" sembolünü kullanan "sarı ırk" (mhp örneği) ve ortalama 7000 yıllık bir geçmişe sahip Sümer ve Hitit uygarlığına dayanan totem olarak ta "Hitit güneşi"ni kullanan "beyaz ırk" (chp örneği) olarak iki ayrı koldan tamamladığını belirtti. Ayrıca duruma birde üst kimlik olarak Türklüğe dini temelle bin yıllık tarih biçenlerin mevcut olduğunu (Nurettin topçu örneği)hatırlattı.

-          Üretilmeye çalışılan türk kimliğine tepki olarak İslami aidiyetlerini kimlikleri olarak benimsemiş Müslümanların anadolunun birçok yerinde başlattığı kıyamların (şeyh said kıyamında görüldüğü gibi) şiddetle bastırılması ve 1925 tarihinde istiklal mahkemelerinin Müslüman kanaat önderlerinin idamı için yeniden kurulmasının süregelen kimlik oluşturma projesinin bir devamı niteliğinde olduğu

-          Oluşturulan üstkimliğe tepki olarak 1971 de gelişen sosyalist hareketlerin bir devamı olarak 1978 de kurulan ve daha sonra diğer Kürtçü sosyalist hareketleri tasfiye eden pkk nın kadrolaşarak Kürtlerin gaspedilen haklarını savunarken, Kürt kavmini batılı temelde uluslaştırmaya başladığını ve Kemalistlerin gerçekleştiremediği modernleşmeyi Kürt halkı arasında tabileştirmeye başlaığını,

-          Açılım olarak nitelendirilen durumun sistemin tasfiyesi olmayıp ancak restoresi olabileceğini; ordu elitlerinin yeni türkiye'ye yönelik yaklaşımlarının küresel çapta büyüyen türkiyenin güçlü ordusu olarak kalmak niyetinde doğduğunu ve bunun için ordu içinde eski paradigmaya dayanan kadroların tasfiyesi ile işe başlanıldığını,

-          Açılım projesinin mimarı akp nin kendini tanıttığı şekliyle (İslami değil ) Türkiye partisi olarak merkez-çevre tablosunda çevrenin isteklerini merkeze taşımak gibi bir misyonla hareket ettiğini; seküler temelli yeni bir tanım olarak "türk milleti"nin ırk temelli olarak tanımlanmasından devlet güçlerini ve TSK'yı da razı ederek kültürel temelli tanımlamaya gittiğini, hatta zaman zaman da "Türk milleti" yerine "Türkiye mileti" üstkimliğini kullanarak yeni projenin ırk yada dine bağlı bir üstkimlik yerine kültürel ya da vatandaşlıt temelinde bir yaklaşım olduğunu orya koyduğunu,

-          Hali hazırdaki açılımla beraber varolan soruna çözüm sunan tarafların; ırkçı kürt ulusalcılar (pkk örneği), ulusalcı demokrat kürt ve türk gruplar (akp ve Türk ve Kürt demokrat-liberaller örneği) ve islamın siyasal dilini önemseyen Müslümanlar olduğunu belirtti.

  Hamza Türkmen, son olarak bu topraklarda esas meselenin İslami kimlikle, bunun dışında dayatılan herhangi bir kimliğin kavgası olduğunu belirterek, 70'lerden sonra başlayan İslami veya tevhidi uyanış sürecinin iyi tahlil edilmesi gerektiğini, Müslümanlar için insanların çeşitli renk, soy ve şu'b/halklar olarak yaratılmasının Allah'ın bir ayeti olduğunu, kur'an neslinin yeniden inşa edilmesi için çaba sarfedip Müslüman kitleleri tekrar vahyi veya tevhidi kimliğe davet ederek yaşadıkları cahili sistemi aşmak amacıyla zulmü ifşa etmeye ve Kur'ani amaçların ve adaletin tanıklığını mücadelenin içinde gerçekleştirmeye mecbur olduklarını belirtti.

Haber: Cihad İZCİ