
Grup Yorum’da Ulusalcı Eğilim mi?
Grup Yorum’un son 5 yıllık sürecini takip edenler, grubun ulusalcı jargonuna ve ideolojik değişimine dikkat çekiyor.
HAKSÖZ-HABER
Adları bir zamanlar sürekli gözaltılar, tutuklamalar, yasaklar, albüm toplatmalarıyla anılan Grup Yorum, artık on binlere verdiği “Bağımsız Türkiye” konserleriyle gündeme geliyor.
Geçen yıl Bakırköy Halk Pazarı’nda verdikleri ilk “Bağımsız Türkiye” konserine yoğun bir katılım gerçekleşmiş ve Hürriyet gibi gazeteler dahi Grup Yorum’u manşete taşımıştı.
Bir dönemin en çok sansürlenen “yasaklı” müzik grubu, en özgür konserlerini yaptığı bu süreçte ikinci “Bağımsız Türkiye” konserini yine ücretsiz bir şekilde aynı yerde dün verdi. Yine basının ilgi odağı olan konsere on binler katıldı. Grubun iddiasına göre geçen yıl ki konsere 150 bin; dünkü konsere ise 300 bin kişi katıldı.
Ancak muhalif duruşuyla bilinen, 12 Eylül darbe sürecine karşı şarkılar yapan ve hatta 28 Şubat sürecinde başörtüsü direnişine destek veren Grup Yorum, 2007’den bu yana yaşanan ve Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olan süreçlerle pek ilgili ol(a)madı.
27 Nisan muhtırası, Cumhuriyet mitingleri, Ergenekon, Balyoz vs. gibi gündemlere uzak kalan Grup Yorum’un, “Bağımsız Türkiye” konserleri ve muhalif duruşunu darbecilere yöneltmemesi dikkat çekici bulunuyor. Bu anlamda sol-sosyalist kesimlerin hâlâ da dillerinden düşürmedikleri “Ey Özgürlük” adlı şarkısını GSM şirketlerine pazarlayarak kapitalist piyasaya yelken açan ve yazılarıyla darbecilerin yanında duran Zülfü Livaneli’nin Grup Yorum konserinde genişçe yer alması manidar bulunuyor.
Bütün bu süreç, Grup Yorum’un söylemlerinin ulusalcılıkla irtibatlandırılmasına yol açıyor ki, dünkü Taraf gazetesinde yayınlanan röportaj da bu konuyu gündeme getiriyor.
Taraf gazetesinden Murat Şevki Çoban, bu durumu bizzat Grup Yorum’un kendisine sormuş. “Grup Yorum 1970’lerden Bildiriyor” başlığıyla röportajı veren Çoban’ın sorularına Grup Yorum şöyle cevap vermiş:
Grup Yorum bugün saatler 15.00’ı gösterdiğinde ücretsiz bir halk konseri için Bakırköy Halk Pazarı’nda sahnede olacak. 300 bin kişinin katılımın hedeflendiği konserin hazırlıkları devam ederken grup üyeleriyle İdil Kültür Merkezi’nde biraraya geldik. Grup Yorum ulusalcı çizgiye mi kayıyor, müzik grubun mücadelesinde nerede durur ve Yorum’la özdeşleşen isimler bu konserde neden yok, konuştuk.
Devrim yürüyüşü devam ediyor diyorsunuz...
Geçen sene konserimize 150 bin kişi katılmıştı. Bu sene 300 bin kişi hedefliyoruz. Her sene bu dönemlerde yapmayı düşünüyoruz. Bu sene “On’ların Türküsü” alt başlığını verdik. Mahirlerden bugüne, o insanlar nasıl yaşamını ortaya koyduysa, geleneği devam ettiriyoruz. Zülfü Livaneli, Aylin Aslım, Hüseyin Turan, Aynur Doğan, Nihat Behram katılıyor konuk olarak. Bağımsız Türkiye ekseninde toplandık ve bir duyguyu anlatıyoruz.
Bağımsız Türkiye sloganı çok tepki çekti ama.
“Siz çok Türkiye, vatan diyorsunuz içinde Kürtler yok mu” diyorlar. Çarpık bakışlar sözkonusu. Kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyorlar. Bütün teorilerin üstüne bu ülkedeki 40 yıllık mücadele birikiminden çıkardığımız sonuçlar var. Eleştiri var diye susmayacağız.
Yorum ulusalcı çizgiye mi kaydı? Vatan vurgusu, bu soruları akla getiriyor...
Hayır. Vatandan tabii ki bahsedeceğiz. Bu ülkede en büyük vatanseverler devrimcilerdir. Kendisine milliyetçi diyenler mi vatansever? Vatan için ölebilecekler mi? Ya satarlar ya kaçarlar. Bağımsız Türkiye diyoruz, Nâzım da, Denizler Mahirler de bunu söyledi. Kürt halkının özgürlüğünü sağlamak için, sınıfsal çelişkileri çözmek için de, her kesimden insanların çelişkilerini çözmek için de ilk koşul bağımsızlıktır.
Doğru mu anlıyorum, Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkı da vardır ama bu hak için önce emperyalizmle savaşılmalı diyorsunuz...
Emperyalizmle tüm bağları kesmeden başka adım atamazsın ki. Şu anda bahsedebiliyor muyuz? Şu anda Irakta Barzani ile Talabani’nin düştüğü durum ABD işbirlikçiliğidir. Bağımsızlık değil bu, başka birinin denetiminde sömürücünü değiştirmektir.
Bağımsız Türkiye demek, her türlü kazanım için önce Türk Devleti değil, bağımsız bir Türkiye olacaktır. Ondan sonra bütün halklarla birlikte ne yapılacağı, nasıl bir mücadele verileceği tartışılır. Daha bu ilk aşamayı hayata geçirmeden, yedi aşama sonrasını nasıl hayata geçireceksin? Daha bu eksende biraraya getiremiyorsun insanları.
Bir yandan konser hazırlıkları devam ederken, dün Tekirdağ’a gittiniz...
Tutuklu bir elemanımız var, Seçkin Aydoğan.
2 nisanda mahkemesi oldu, serbest bırakılmadı. Sırf bu konsere çıkmasın diye bu kararın alındığını düşünenler var.
Çünkü aynı davada tahliyeler de oldu değil mi?
Evet ve Seçkin’e dair hiçbir belge yok ellerinde. Nurtepe’de terörize edilen, polis tarafından taciz edilen, dernekleri basılan bir mahalle sözkonusu. Demokratik kitle örgütüne destek için biz de oradaydık, Seçkin oradaki açıklamaya katıldı sadece. Bugün senin bilet satmanı da engelliyorlar. Tekel firmaları aracılığıyla bunu yapıyorlar, olanakları kısıtlamaya çalışıyorlar.
Siz Biletix uygulamasını daha büyük sansür mekanizmasının bir ayağı olarak mı görüyorsunuz yani?
Aynı sınıfın insanları. Tabii bizim yerimize kendi sınıfının kararıyla hareket ediyor. Biletix, sormadan etmeden asıp kesmeye kalkmıştır, mahkeme görevi üstlenmiştir. O nedenle Seçkin gelemediği için biz Tekirdağ’a gittik.
Örgütlü sanat kavramı neyi içerir?
Örgütlü sanat dediğimiz için ayakta kalabiliyoruz ve bu kadar baskı görüyoruz. Biz devrimciler olarak hayatımızın tümünü burada geçiririz. Ek işlerimiz yoktur. Kafalar bulanmış durumda; devrimcilik, komünistlik, solculuk başka bir şey. Bir devrimci ne yapmalıysa Grup Yorum bunu yaptı. O yüzden başına bu kadar iş geldi. Bizi yok edebilirler bile, ama yeni Yorum’lar çıkacaktır. Önemli olan bu düşünceyi, umudu ayakta tutabilmek.
Müzik veya sanat bu bağlamda nerede durur? Bir araç mı?
Yaşamımızın her alanında sanatı soluyoruz ve üretimlerimize yansıtıyoruz. Sanat devrim için bir araçtır. İnsanların amacı değildir zaten sanat. Canlıların temel ihtiyacı özgürce yaşamaktır. Duvara boya at, sanat sanat içindir. Böyle bir soyutluğu kabul etmiyoruz.
Peki konserde İlkay Akkaya gibi Yorum’la özdeşleşmiş isimler niye yok?
Yorum’un 27 yıllık tarihinde çok insan emek vermiş, İlkay’dan önce de başkaları var. Hiçbirimiz ağaç, taş, heykel değiliz. Bunun kararını veremeyiz. Kimsenin ayrılmasının özel bir nedeni de yoktur. Devrimciliği yapıp yapamamak, bu işin zorlukları, düzenin seni içine alması, beynin çarpılması, bir anlamda yozlaşmadır aslında, mücadeleden gerilemedir. Yoksa özel bir nedeni yok. Temel olan bu eksende biz devrimciler ne yapıyoruz, budur.
Ne yapıyorsunuz?
Konserler düzenleriz, kitle gösterilerine katılırız. Uluslararası faaliyetlerde de varız. Venezüella’nın bağımsızlık gösterisinde veya Küba’yla ilgili bir eylemde varız. Sempozyumlara katılırız. Kültür merkezimizde tiyatro, enstrüman kurslarımız var. Kültürel anlamda bir okuldur. Statükoya uymadan, kültür sanatın her alanında ayakta kalmaya çalışırız.
HABERE YORUM KAT
sizin demokrasi akp ilşkinizi irdelemek bize düşmez ama şu da bir gerçek ki YORUM tavizsiz uzlaşmasız yolunda ilerliyor zordur inancını sonuna kadar savunmak işte bu noktada başlar herşey bence kendi imanınıza bakın sonra YORUM'u eleştirme fırsatı bulabilirseniz ne a'la
Yanıtla (0) (0)Yoldan geçen, kahvede geyikleyen üç-beş zevata, futbol geyiği yerine "siyaset geyiği" aktarıyorlar. Onlar da böyle seviyeli(!) analizleri ile hepimizin kafasını ütülüyorlar. Yetmiyor "kafasına sıkıyorlar!!" Bak aslanım sen önce kafanı kumdan çıkar, sonra sıkarsın. Bu halinle (anlaman için izah edeyim; yani kafan kumdayken) sıkman kötü kokuya sebep oluyor! Anladıınn...
Yanıtla (0) (0)Akp halkimizin dini duygularini istismar ederek vatanimizi emperyalistler icin dikensiz bir gul bahcesi haline getiriyor.Ergenekoncular, halkimizin milli duygularini kullanarak emperyalizmin ulkemizdeki kalles emellerine hizmet ediyor.Akp, bop ile gop ile kurecikteki fuze kalkani ile iraktaki afganistandaki libyadaki usakliklari ile suriye ve iran halklarina yonelik provokatif soylemleri ile musluman halklarinin icine sizan bir seytani guc oldugunu gozler onune seriyor.Generaller, darbelerle halka ve devrimcilere karsi emperyalizmin en sadik kopekleri olduklarini gozler onune seriyor.Lafin kisasi, her ne kadar birbirlerinden farklida gozukseler tasmalarinin ipleri abd nin ellerindedir!Ve kendi aralarindaki celiskiler, halkin dini ya da milli cikarlarini sahiplendikleri icin degil EMPERYALIZME USAKLIKLARINI ISPATLAMAK VE KOLTUKTAN VE DE SERVETTEN DAHA FAZLA PAY ALMAK ICINDIR.Ve dun oldugu gibi bugunde bu emperyalist kopeklerden yalnizca devrimciler hesap soracaktir.Bugun keskin darbe karsitligi yapanlarin DEVRIMCI SOL tarafindan cezalandirilan generallirin avukatligina soyundulari, darbenin sahibi sabancilarin usakligina soyunduklari belgelidir.Yarinda DHKPC generallerin, tayyiplerin kafasina siktiginda yine sizin gibi sahte darbe karsitlarinin karsi duracagi ortadadir.Ve son olarak agzinizdan cikan 'darbeye karsiyiz, siyonizme karsiyiz' gibi kavramlarin hic bir hukmu olmadigini vurgulamak istiyorum.
Yanıtla (0) (0)fatsalı sana katılıyorum.grup yorum onurumuzdur.
Yanıtla (0) (0)Grup Yorum, 28 subat darbesi karsisinda dimdik durandir!Grup Yorum, kurt halkina yapilan saldiralara karsi dimdik durandir!Grup Yorum, turk halkinin yasadigi somuruye karsi dimdik durandir!KISACASI GRUP YORUM, MUZIGIYLE, MUCADELESIYLE TUM MILLIYETLERDEN VE TUM INANCLARDAN ANADOLU(VE ELBETTE DUNYA) HALKLARININ TEMEL ULUSAL VE IBADETSEL HAK VE OZGURLUKLERININ BIRICIK SESIDIR!Ve bir avuc emperyalist disinda tum halklarimiz grup yorumun bu bagimsizlikci, demokrat cizgisinde kendinilerinin temsil edildigini gorebilmektedir!Elbette, sahte solcular, sahte milliyetciler ve sahte islamcilar halklarimizin emperyalizme karsi birligini savunamazlar; aksine bu sahtekarlar mezhepcilik, irkcilik yaparak halklarimizi birbirine dusman edip emperyalizme usaklikta bicilmis kaftan olduklarini ispatlarlar!Ama Grup Yorum, SIRRI SUREYYA ONDER, MEHMET BEKAROGLU, ZULFU LIVANELI gibi cok farkli insanlari bir araya getirebiliyorsa demek ki tum halklarimizin kurtulusu icindir muzikleri ve mucadeleleri!BAGIMSIZLIK KAVRAMI ANDA ELBETTE EN DOGRU OLANIDIR!CUNKU EMPERYALIZMI ATOMLARINA KADAR PARCALAYIP ULKEMIZDEN DEFETMEDEN HALKLARIMIZIN HIC BIR SORUNU COZULEMEZ!BU ANLAMDA BAGIMSIZLIGI SAVUNMAMAK EMPERYALIST KOLELIGI BIR OMUR KABULLENMEKTIR!
Yanıtla (0) (0)Necmettin Abi Yorumuna aynen katılıyorum...!
Yanıtla (0) (0)Bu kente yanlızlık düştüğü zaman diyor, İsyan olsun diyor, hareket, düşünce diyor Grup Yorum. Fakat gelinen süreçte nicelikte oldukça yoğun bir çoğalma görülürken aynı oran nitelikte maalesef olamıyor. Bu son zamanda Yorum'un üretimlerine yansıyor. 84 itibariyle ortalama her yıla bir kaset, cd üretecek devinimde olan grup artık bunu yılda bir kaç kez verdiği genel katılımlı konserlerle telafi etmeye çalışıyor. Evet katılım oluyor. Fakat ne kadarı Grup Yorum'un baktığı devrimci çizgiyle uyuşuyor tartışılır. Geçen seçimlerde CHP'den aday adayı olduğu için grubun Cemo parçasıyla artık efsane olmuş olan Hilmi Yarayıcı dışlanırken, CHP'den milletvekilliği yapmış, Zülfü Livaneli'ye sahnede yer verilebiliyor. Birileri devrin cefasını çekerken birileri sefasını sürüyor. Fakat yine de hakkını yememek lazım. 25. yıl ve genel katılımlı böyle bir konser organizasyonu da ayrı bir örgütlülük ve başarı ürünü.
Yanıtla (0) (0)selamun aleykum
Yanıtla (0) (0)geldiği yerden konuşuyor grup yorum.
birşey demediği gibi dediği şey de birşey değil.
"vatan millet sakarya"nın sol jargon dili.
itici, bıktırıcı, sahte...
ülkemizin halkına giydirilmeye çalışan deli gömleği cümlesi olan "sınıf mücadelesi" söylemi bilmem kaç yıldır devam ediyorlarmış.
iyi, edin bakalım.
siz daha çok söylersiniz şarkınızı.
yandan çarklı cümlelerle ulusalcılık kusmayı maharet bilmek "tam bağımsız türkiye" gettosuna uygun düşebilirdi ancak.
yolunuz açık olsun.
ülkenizde tam bağımsız.
Modern anlamda bir batılı paradigma olan sol, sosyalist düşünce, bizim ülkede gerek o dcüşünceyi savunan ve gerekse de o düşünceye muhafazakar reflekslerle karşı çıkan sağcı, milliyetçi grupların iddia ettiklerinin tersine haktan, emekten, paylaşımdan, kısacası hep birlikte insanca bir hayatı önceleyen bir yöne sahiptir, kendi ontolojisi açısından. Emek, paylaşım ve birlikte insanca yaşama arzusuna birde özgürlük argümanını eklersek solun, ontolojik olarak, insanı insan kılan ve bu çerçevede kendine yer ayırtıcı oranda insanın yapısına uygunluk arzettiği düşünülür. Bu hep böyle mi olmuştur, mutlaka böyle olmamıştır ve bundan dolayı da eleştiriyi de peşinen hak etmiştir. Gerçi eleştiri, bu ve bunun gibi kendi ontolojisine aykırı davranan her dünya görüşü için söz konusudur, ki buna bir ıslah proje.si olan İslamcılık ta dahildir, en nihayetinde...
Yanıtla (0) (0)Bunları niye dile getirdik; kendini hak, adalet, emek ve hakka paylaşım üzerinden tanımlayan sol, o çerçevede hareket eden bir hareket nasıl olur da düpedüz bir emperyalist projer olan ulusalcılıkla tanımlar, akıl alır gibi değildir. Acaba kendi öngörüsü içerisinde en son geleceği, gelebileceği ve de gelmesi elzem olan durum bu mu olsa gerek? Eğer öngörüsel anlamda sonuç buysa hani onun proleterya söylemi, sınıfsız bir toplum çıkarımı ve hani halkların kardeşliği ve de hani sınırların anlamsızlığı?! Bir hareket eğer kendini sol kulvarda halk adına tanımlıyorsa, onlarca yıldır halka kan kusturan darbeci güçlerin tasfiyesi sürecinde neden halkın, Müslüman halkın yanında yer almıyorlar? Halkın yanında durduklakrında Ak partiliğ mi olacaklar ki, ne balyoz'un, ne Ergenekon'un, ne 27 Nisan muhtırasının vs. karşısında olmadılar. Ki, bu arkadaşlar 90'lı yıllarda derin devletin alçakça baskısı ve zulmü sonucu cezaevlerinde nice arkadaşlarını yitirdiler, şimdi de kalkıp ulusalcılığa soyunuyorlar! Anlaşılan o ki, bu arkadaşlar evrensel anlamda solculukla bir şeyler olmayınca yitip gitmemek için, yine kendisi de bir batılı paradigma olan ulusalcılığa soyundular. Aranması gereken, aranan ve bulunan hakikat bu mu ola!!!
Röportaj metninde yer alan ifadelere bakıldığında Grup Yorum şu anki entelektüel seviyesini ele veriyor. Bu da popülerlik artıkça amacın ve dilin de değişebildiğini gösteriyor. Derinliği olmayan söylemler, üretimde kısır, kullanılacak argümanları tüketmiş, Yorum’un eski birikimlerinin ekmeğini yiyen bir ekip şu an bu lokomotifi götürme telaşı içerisinde. Grup Yorum'u oluşturan şimdiki ekip bu treni hareket ettirmeye çalışıyor. Lakin buna yetecek ne üretimleri ne argümanları ne de güçleri kalmış. Yorum'un eski ağırlığı yok maalesef. Önceden az da olsa ayakları yere basan açıklamalar veya etkinlikler yapabiliyorlardı.
Yanıtla (0) (0)Bağımsız Türkiye öteden beri dillendirdikleri bir şey aslında. Fakat bu arkadaşlar bağımsızlığa giden yolun kendi vatanlarındaki zalimlerle, darbecilerle hesaplaşmaktan geçeceğini bilmiyorlar ya da bilmemezlikten geliyorlar. Ya da bu hesaplaşmayı, tabanı çoğunlukla muhafazakar olan bir parti yaptığı için bir fikir sapması içerisine giriyorlar. Çünkü darbeciler ya da çetelerle ancak onlar gibi devrimciler hesaplaşabilirdi(!)
Yıllarca şeriatle, gericilikle(!) mücadele etmiş, İslami olan her şeye savaş açmış bir ideolojinin mensuplarından başka da bir şey beklenmez zaten.
Ayrıca emperyalizmin bu topraklara yeni gelmediğini, Cumhuriyetle birlikte başladığını biliyor olmaları gerekir. Şu anda “vatan” diye kutsadıkları “uğruna ölünebilecek” bu toprakların sınırlarını zaten emperyalistler çizmedi mi?
Grup Yorum’un önceden temsil ettiği akım ya da fikir önceleri çok zaaflı görülüyordu. Oysa şimdi buna bir de acıma duygusu da eklendi. Grup Yorum’un ortaya çıktığı dönemlerde kendilerine ilham kaynağı olmuş Zülfü Livaneli gibi adamların şu an durduğu pozisyona bakınca Grup Yorum’un geleceği ya da geldiği noktayı tahmin edebilmek çok kolay.