
Bir Anne ve Üç Çocuğu Daha Meriç’in Azgın Sularına Gömüldü!
Haklarındaki FETÖ soruşturmasından dolayı Yunanistan’a kaçmaya çalışan Akçabay ailesinden bir anne ve 3 çocuğu bindikleri botun batması üzerine Meriç’te boğuldu!
Haklarında FETÖ soruşturması nedeniyle arama kararı bulunan ve 18 Temmuz gecesi Yunanistan’a kaçmaya çalışan Murat Akçabay ve eşi Hatice Akçabay’ın 3 çocuklarıyla birlikte bindikleri bot Meriç’te battı. İkisi de öğretmen olan Murat ve Hatice Akçabay’ın çocuklarıyla bindiği botta 2’si kaçakçı olmak üzere toplam 11 kişinin bulunduğu öğrenildi.
Botun batması neticesinde Hatice Akçabay ve 3 çocuğu sulara kapıldı. Uzun aralar neticesinde anne Hatice Akçabay ve 1 yaşındaki oğlu Bekir Akçabay’ın cansız bedenlerine ulaşıldı. Aynı aileden 7 yaşındaki Ahmet Esat ile 5 yaşındaki Mesut’un ise henüz cesetlerine ulaşılamadı.
Euronews Atina ofisinin ulaştığı Yunan yetkililer, kurtarılanların Türkiye sınırında bir karakolda tutulduklarını bildirdi. Habere göre, kurtulanlar arasında bulunan Murat Akçabay da olay gecesi Meriç Nehri’nde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Plastik şişme bota dokuz kişi olarak bindik. İki kaçakçı da en son bindi. Toplam 11 kişi olduk. Nehrin ortasında kaya gibi bir cisme çarptığımızı sanıyorum. Bot delindi, kendi etrafımızda dönmeye başladık. Bir anda bot devrildi ve suya düştük. Diğer aile hemen nehrin sağ bölümündeki dallara tutundu. Ben ve eşimse çocukları tutmaya çalışırken nehrin ortasında kaldık. Küçük bebeğimizi eşim tutuyordu. Diğer ikisini ben tutmaya çalıştım. 7 yaşındaki Ahmet Esat’ta can yeleği vardı, biraz suyun üzerinde durabiliyordu ama diğeri suya battı. Eşim de akıntıya kapıldı gitti. Uzakta bir ağaç dalına tutunduğunu gördüm. ‘Hatice sakın dalı bırakma seni gelip kurtaracağım’ dedim. Dalgalara karşı koymaya çalışırken onun aynı yerinde olmadığını gördüm. Seslendim, bağırdım ama bir daha seslerini duymadım.”
HABERE YORUM KAT
Gidip teslim olsalar ya..
Yanıtla (2) (9)Niye 11 kişi lastik bota binip kaçmaya çalışmışlar..Elim bir olay ama.
Zulüm bunun neresinde
Bu kadar basit değil mi? Tabi suçlu oldukları için kaçtılar,kendilerinden şüphe duydukları için kaçtılar falan da filan. Şu vicdanlarınız ne zamandan beri kararmış. Maşallah herkes artık devlet gibi düşünmeye konuşmaya ve karar vermeye başlamış. Niye çünkü pirupak olan tek kişi :devlet.
Yanıtla (4) (0)Yazıklar olsun.
(...)
Bu kaçıncısıdır böyle yürek yakan haberler.ya bari çıkılıpta ekranlarda kimse şu ayetlerle hadislerle güzelim dinimizle kendilerini kimse farklı göstermesin.hiçkimseye güvenesim gelmiyor şu olanlardan sonra.
Yanıtla (1) (2)mazlumiyet ve masumiyeti temel alan bir anlayışla müslümanlar vakıaya taraf olmalı, aksi durumda sebt kavmi gibi suskun ve dünyaya tamah eden zeliller olabiliriz.
Yanıtla (5) (1)Nerede bu zulme "Dur!" diyecek vicdan sahibi müslümanlar! Nerede insanlığımız? Nerede dava bilincimiz? Başınızı yastığa koyunca rahat uyuyabiliyor musunuz? Devam edin horlamaya. Allah büyüktür!
Yanıtla (9) (2)Yapılan araştırmalara göre Batı'daki mühtedilerin İslam'a dönüş nedenleri müslümanlarda gördükleri ahlak, adalet ve merhamet anlayışından etkilenmeleri. Şu manzara karşısında ülke genelinde takınılan tavır, yok sayma anlayışını görseler bu İslamlaşma oranı kesinlikle düşerdi. Medya'nın algılarıyla oynadığı müslüman yine daha önce dedikleri gibi "mağduiyet algısı üretmek için çocuk doğuruyorlar" ve "suçları yoksa niye kaçıyorlar, kasten yapıyorlar, haketmişlerdir" gibi endazesiz tavır ve söylemlerle geçiştirecek veya başıma bir hal gelir anlayışıyla bu bariz dramı görmezden gelecek....
Yanıtla (7) (5)Hala... Ama Erdoğanı çok seviyorum... Hala bunca olan biteni görmeyen ve hala FETÖ deyip vicdanlarını rahat tutanlar... Allahın çok zoruna giden bir haldesiniz... Uyanın...
Yanıtla (4) (2)Dicle kenarında bir kurt koyunu yese, ilahi adalet gelir onu Ömer'den sorar (Hz.Ömer ra)
Yanıtla (7) (1)Bir 28 Şubat klasiğini maalesef uzaktan izlemekle geçiyor bugünlerimiz. Eşime gösterdiğimde fotoğrafa bakamadı. Ne tevbeye ne nedamete zaman tanımadık, "iflah olmazlar" diye baktık. Rabbin neden mühlet verdiğini unuttuk. Hep nefsimizi, duygularımızı konuşturduk. Vicdanımızın konuşmasına izin vermedik. Ayetleri mızraklarımızın ucuna koyup düşündük, konuştuk, "tahlil yaptık". Allah bizi affeder mi bilemiyorum, kimi bu işlerden sorumlu tutacak onu da aczimden tahmin edemiyorum ama Meriç'te boğulan çocuklara soracağından şüphem yok "hangi günah yüzünden?" diye.
İnsanlığa ve aziz İslama asla yakışmayan bu vicdansızlık devam etmemeli. Bu facialara sebep olan politik körlük izale edilmeli. Zaman geçirmeden kalpleri karartan kin ve nefret yerini engin bir sevgi ve merhamete terk etmeli.
Yanıtla (17) (6)İslam ve iman namına; ruhumuzu kin ve nefretten arındırmak için yadigâr kalan resimlerine bakıp bu masum yavrulara ağlayalım, ağlayalım...
Başka ülkelerin zulmünden kaçıp bize sığınanlara kucak açarken, kendi milletimize bu zulmü reva görenlerin, adaletinden de merhametinden de şüphe ederim.Devlet kin tutmaz.Bu masumların ahı yerde kalmaz.Müslümanın müslümana ettiği bu zulmü göreceğimize ölseydik keşke..
Yanıtla (14) (8)Pek merhametli koca kafalar bu üç çocuk için de hüzünlenip ağlamışlar mıdır acaba.
Yanıtla (7) (2)Önce hainler için, sonra yine hainler için, sonra da masuma bile acımayan zalimler için:
Yaşasın cehennem.
Masum yavrular azgın sularda boğulurken,
Yanıtla (23) (4)vicdan, merhamet, adalet sahipleri hüzne boğulurlar.
Vicdansız tetikçiler, müfteriler ve menfaatperestler da sevince boğulsunlar!
zulüm bu.. kimse terörle mücadele demesin.
Yanıtla (9) (5)Bizim bir kalbimiz vardı bir zamanlar. Ne oldu, nasıl olduysa karardı sanki o sonraları. Kararmasını anlamadık uzunca bir zaman. Haklı oluşumuz, haksızlık yapmaya ikna etmeseydi bizi, olmayacaktı belki bu bize olanlar!
Yanıtla (10) (4)